Nisâ’ Sûresi: 105-121

AÇIKLAMA:

 

Nisâ’ Sûresi: 105-121 âyet grubu’nun, Medine’de hırsızlığı ile meşhûr bir adamın/ailenin yaptığı bir hırsızlık, daha sonra bu suçu başka birine atmaya çalışmaları ve meselenin Hz. Rasûlullâh (a.s)’a kadar taşınması sonrası tutumları hakkında nâzil olduğu rivayet edilir!.. Elbette “sebebin husûsiliği, hükmün umûmiliğini iptal etmez!”...

 

105-) İnna enzelna ileykel Kitabe Bil Hakkı li tahküme beynenNasi Bi ma erakellah* ve lâ tekün lil hainiyne hasıyma;

Kesinlikle biz inzâl ettik sana hakikat bilgisini, Hak olarak insanlar arasında Allâh’ın gösterdiği ile hüküm vermen için. Hainleri savunma!

106-) Vestağfirillâh* innAllâhe kâne Ğafûren Rahıyma;

Allâh’tan mağfiret dile. Muhakkak Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.

107-) Ve lâ tücadil anilleziyne yahtanune enfüsehüm* innAllâhe lâ yuhıbbu men kâne havvanen esiyma;

Nefslerine ihanet edenleri savunma! Muhakkak ki Allâh nefsine ihanet suçuna ısrarla devam edeni sevmez.

108-) Yestahfune minen Nasi ve lâ yestahfune minAllâhi ve HUve meahüm iz yübeyyitune ma lâ yerda minel kavl* ve kânAllâhu Bi ma ya’melune muhıyta;

(Münafıklar - ikiyüzlüler) insanlardan gizleyebilirler ama Allâh’tan asla! Oysa O beraberdi (tasavvufî anlayışla mâiyet sırrı - Allâh’ın, kulun her zerresini Esmâ’sıyla varetmesi hakikati) onlarla gece boyu, Allâh’ın hoşlanmadığı şeyleri kurgularlarken. Allâh yapmakta olduklarına Muhiyt’tir!

109-) Hâ entüm haülai cadeltüm anhüm fiyl hayatid dünya femen yücadilullahe anhüm yevmel kıyameti emmen yekûnü aleyhim vekiyla;

Hadi siz dünya yaşamında onları savundunuz; ya kıyamet sürecinde kim savunacak onları veya vekîlleri kim olacak!

110-) Ve men ya’mel suen ev yazlim nefsehu sümme yestağfirillâhe yecidillâhe Ğafûren Rahıyma;

Kim bir suç işler ya da nefsine zulmederse (benliği yüzünden - benliğini Allâh’a şirk koşarsa); sonra (suçunu idrak edip) Allâh’a istiğfar ederse, Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir (bağışlayıcıdır ve rahmetinden kaynaklanan güzellikleri yaşatandır)...

111-) Ve men yeksib ismen feinnema yeksibuhu alâ nefsih* ve kânAllâhu Aliymen Hakiyma;

Kim bir suç işlerse, bunun getirisi kendinedir (başkasına değil)! Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.

112-) Ve men yeksib hatıy’eten ev ismen sümme yermi Bihi beriy’en fekadıhtemele bühtanen ve ismen mubiyna;

Kim bir kabahat veya suç işler de onu mâsum birinin üstüne atarsa, gerçekten açık bir iftira ile büyük bir suç yüklenmiş olur.

113-) Ve levla fadlullahi aleyke ve rahmetuHU lehemmet taifetün minhüm en yudılluke, ve ma yudıllune illâ enfüsehüm ve ma yedurruneke min şey’in, ve enzellAllâhu ‘aleykel Kitâbe vel Hıkmete ve ‘allemeke mâ lem tekün ta’lem* ve kâne fadlullâhi aleyke azıyma;

Eğer senin üzerinde Allâh fazlı ve “HÛ”viyetinin rahmeti olmasaydı, onlardan bir taife seni saptırmaya elbette yeltenirdi... (Oysa)onlar ancak kendilerini saptırırlar! Sana hiçbir zarar veremezler! Allâh sana Kitabı (Hakikat bilgisini) ve Hikmeti (Din ilmini, Sünnetullâh marifetini) inzâl etmiş (Esmâ boyutundan bilincine ulaştırmış) ve bilmediğini sana öğretmiştir... Allâh’ın sana lütfu Aziym’dir.

114-) Lâ hayre fiy kesiyrin min necvahüm illâ men emera Bi sadakatin ev ma’rufin ev ıslahın beynen Nas* ve men yaf’al zâlikebtiğae merdatillâhi fesevfe nü’tiyhi ecren azıyma;

Onların gizli toplanma ve görüşmelerinin çoğunda hayır yoktur! Ancak bir yardımlaşma veya hayır gereği veya ara düzeltmeyi öngören (bu tür hayırlı bir aradalıklar) müstesna. Kim Allâh rızasını isteyerek bunları yaparsa, biz ona büyük mükâfat vereceğiz.

115-) Ve men yuşakıkırRasûle min ba’di ma tebeyyene lehül hüda ve yettebı’ ğayre sebiylil mu’miniyne nüvellihi ma tevella ve nuslihi cehennem* ve saet mesıyra;

Kim hakikat apaçık belli olduktan sonra Rasûle karşı gelir, iman edenlerin yolundan gayrına saparsa, gittiği yola terk eder sonunda da cehennemi boylatırız! Ne kötü bir yaşama dönüştür o!

116-) İnnAllâhe lâ yağfiru en yüşreke Bihi ve yağfiru ma dune zâlike li men yeşaü, ve men yüşrik Billâhi fekad dalle dalalen be’ıyda;

Kesinlikle Allâh kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz! Bunun dûnundakileri (derece olarak bunun altındaki suçları) dilediğine bağışlar! Kim âlemlerdeki her şeyi Esmâ’sıyla yaratan Allâh’a (“B”illâhi) şirk koşarsa (O’ndan bağımsız bir benlik düşünür, kabul ederse), gerçekten (hakikatten çok uzak) sapık bir inanca sapmıştır!

117-) İn yed’une min dûniHİ illâ inasen, ve in yed’une illâ şeytanen meriyda;

O’nun dûnundakilere yönelenler, sadece cansız dişi putlara tapınmaktalar ve böylece de inatçı, hayırsız şeytana yöneliyorlar!

118-) Leanehullah* ve kale leettehızenne min ıbadike nesıyben mefruda;

(Oysa İblis - bedensel dürtüler) Allâh’ın lânetine uğramıştır... İblis:  “Senin kullarından bir mukadder pay alacağım”...

119-) Ve leüdıllennehüm ve le ümenniyennehüm ve le amürrennehüm fele yübettikünne azânelen’ami ve leamürennehüm fele yüğayyirunne halkAllâh* ve men yettehıziş şeytane veliyyen min dûnillâhi fekad hasira husranen mubiyna;

“Elbette onları saptıracağım, onları boş heveslerde (bedensellikte) boğacağım; onlara emredeceğim de en’amın (kendilerinden kurban olan davarların) kulaklarını kesecekler ve dahi onlara emredeceğim, Allâh’ın yarattığını değiştirecekler.” Kim Allâh’ı bırakır da şeytanı (egosunu-bedensel dürtülerini) yönetici edinirse, gerçekten o apaçık bir hüsrana uğramıştır.

120-) Ye’ıduhüm ve yümenniyhim* ve ma ye’ıduhümüş şeytanü illâ ğurura;

Onlara vaatlerde bulunur ve onlara umut verip sonu hüsrana çıkacak arzular peşinde koşturur. (Oysa) şeytan, aldanıştan başka bir şey vadetmemektedir.

121-) Ülaike me’vahüm cehennemü ve lâ yecidune anha mehıysa;

Böylelerinin varacakları yer cehennemdir (yanma ortamı)! Ondan kurtuluş için hiçbir çareleri de yoktur.

134 / 188

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!