Mutaffifiyn Sûresi: 1-36

AÇIKLAMA:

 

Mutaffifiyn Sûresi, kaynak tertiplerde Ankebût Sûresinden sonraya yerleştirilmiştir (ki, tertip için bu kuvvetli bir delildir?) !.. Mekke dönemi’nin son sûresi olarak geçer!.. 29.âyet ve devamının Mekke’de, başlangıç âyetlerinin ise daha sonra Medine’de nâzil olduğunu söyleyen rivayetler de vardır!.. 

Kurân’da “MUKARREBÛN”dan bahseden âyetler dört sûre’de geçer!.. Bunlardan genel olarak bahseden âyetler, Mekke dönemi’nde nâzil olan Vâkı’â ve Mutaffifiyn Sûreleri’nde geçer!.. Medine dönemi’nde ise Al-u İmran ve Nisâ’ Sûreleri’nde İsa a.s. ve Melâike için geçer!..   

 

“B”İsmillâhir Rahmânir Rahıym

1-) Veylün lilmutaffifiyn;

Vay hâline ölçü ve tartıyı tam yapmayanların!

2-) Elleziyne izektalu ‘alenNasi yestevfun;

Onlar ki, insanlardan haklarını tam ölçüyle alırlar da;

3-) Ve izâ kâlûhüm ev vezenuhüm yuhsirun;

Onların (hakkını vermeye gelince) ölçtüklerinde eksiltirler!

4-) Elâ yezunnu ülâike ennehüm meb’usûn;

Bunlar kendilerinin (ölümü tatmanın akabinde) bâ’s olunacaklarını zannetmiyor mu?

5-) Liyevmin ‘azıym;

Azîm bir süreç için.

6-) Yevme yekumunNasu liRabbil’alemiyn;

Rabb-ül âlemîn için insanların kıyam ettiği süreç!

7-) Kellâ inne Kitabel füccari lefiy sicciyn;

Hayır (asla)! Muhakkak ki füccar (Hak’tan sapanlar)’ın kayıtları elbette siccîn’dedir!

8-) Ve ma edrake ma sicciyn;

Siccîn’i (ne olduğunu) sana bildiren nedir?

9-) Kitabun merkum;

Merkum (silinmesi {İngilizce’de; erase} sözkonusu olmayan) bir kayıttır!

10-) Veylün yevmeizin lilmükezzibiyn;

O süreçte (Sünnetullâh’ı) yalanlayanların vay hâline!

11-) Elleziyne yükezzibune Biyevmiddiyn;

Ki onlar, Din (yapılanların otomatik sonucunun yaşanacağı) süreçlerini yalanlarlar!

12-) Ve ma yükezzibu Bihi illâ küllü mu’tedin esiym;

Onu yaşayacağını yalnızca her haddi aşan suçlular yalanlar!

13-) İzâ tutlâ aleyhi ayatuNA kale esatıyrul’evveliyn;

Ona işaretlerimiz bildirildiğinde: “Evvelkilerin efsaneleri” dedi!

14-) Kellâ bel rane ‘alâ kulûbihim ma kânu yeksibun;

Hayır (asla)! Aksine yaptıklarının getirileri onların şuurlarını (bir pas gibi) örtmüştür.

15-) Kellâ innehüm ‘an Rabbihim yevmeizin lemahcubun;

Hayır! Muhakkak ki onlar, o gün, elbette Rablerinden perdelidirler!

16-) Sümme innehüm lesalulcahıym;

Sonra, muhakkak ki onlar ateşe gireceklerdir.

17-) Sümme yukalu hazelleziy küntüm Bihi tükezzibun;

Sonra: “İşte bu, yalanladığınız şeydir” denilir.

18-) Kellâ inne Kitabel ‘ebrari lefiy ‘ılliyyiyn;

Hayır... Muhakkak ki Ebrâr’ın kitabı, elbette İlliyyîn’dedir.

19-) Ve mâ edrake ma ‘ılliyyun;

İlliyyîn (-in ne olduğunu) sana bildiren nedir?

20-) Kitabun merkum;

Merkum (silinmesi {İngilizce’de; erase} sözkonusu olmayan) bir kayıttır!

21-) Yeşheduhul Mukarrebun;

Ona mukarrebûn (kurbiyet ehli - tecelli-i sıfat nasiplileri) şahit olur.

22-) İnnel Ebrare Lefiy na’ıym;

Muhakkak ki Ebrâr, elbette Nimet cenneti içindedir.

23-) ‘Alel’erâiki yenzurun;

Koltuklar üzerinde nazar ediyor oldukları hâlde.

24-) Ta’rifu fiy vucûhihim nadretenna’ıym;

Yüzlerinde, o nimetlerin parıltısını tanırsın.

25-) Yüskavne min rahıykın mahtum;

Mühürlenmiş (korunmuş) hâlis bir şaraptan içirilirler.

26-) Hıtamuhu misk* ve fiy zâlike felyetenafesilmütenasifun;

Onun hitamı (sonu) misk’tir... Yarışanlar işte onda yarışsınlar!

27-) Ve mizacuhu min tesniym;

Onun karışımı Tesnîm’dendir.

28-) ‘Aynen yeşrebu Bihel Mukarrebun;

Mukarrebûn olarak kendisini içtiği bir kaynaktır!

29-) İnnelleziyne ecremu kânu minelleziyne amenû yadhakûn;

Muhakkak ki o suç işleyenler iman edenlere gülerlerdi.

30-) Ve izâ merru Bihim yeteğamezun;

Onlara rastladıklarında, birbirlerine göz kırparlar, alay ederlerdi.

31-) Ve izenkalebû ilâ ehlihimunkalebû fekihiyn;

Kendi ehillerine (ailelerine, yandaşlarına) döndüklerinde, keyiflenmiş mutlu dönerlerdi.

32-) Ve izâ raevhüm kalu inne haülâi ledâllun;

Onları (iman edenleri) gördüklerinde: “Muhakkak ki bunlar, elbette sapkınlardır” derlerdi.

33-) Ve ma ursilu ‘aleyhim hafizıyn;

Hâlbuki onlar (iman edenler) üzerine koruyucular olarak irsâl olunmadılar!

34-) Felyevmelleziyne amenû minelküffari yadhakûn;

Bu süreçte de iman edenler, o gerçeği reddeden o perdelilere gülüyorlar!

35-) ‘Alel erâiki yenzurun;

Koltuklar üzerinde nazar ediyor oldukları hâlde.

36-) Hel süvvibelküffaru ma kânu yef’alun;

Hakikati inkâr edenler yaptıklarının sonucunu yaşıyorlar mı işte böyle!

109 / 188

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!