Mâide Sûresi: 72-86

AÇIKLAMA:

 

Mâide Sûresi: 72-86 âyet grubu, hristiyanların (sebeb-i nüzûl rivayetine göre Necrân heyeti’nin) İsa Mesih a.s. hakkındaki aşırılıkları ve Rasûlullâh’ı dinleyip etkilenen istidat sahibi “Hakka Şâhid”ler (83-85’deki bu etkilenenlerin Necâşi/Habeş hristiyan ârifleri olduğu da rivayet edilir) hakkında nâzil olmuştur!..

 

72-) Lekad keferelleziyne kalu innAllâhe HUvel Mesiyhubnü Meryem* ve kalel Mesiyhu ya beni israila’büdullahe Rabbiy ve Rabbeküm* innehu men yüşrik Billâhi fekad harramAllâhu aleyhil cennete ve me’vahün nar* ve ma lizzalimiyne min ensar;

Andolsun ki: “Allâh, Meryemoğlu Mesih’tir” diyenler hakikati inkâr edenlerden oldular... (Oysa) Mesih şöyle dedi: “Ey İsrailoğulları... Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz (olan) Allâh’a kulluk edin... Çünkü kim Allâh’a şirk koşarsa, muhakkak Allâh ona cenneti haram kılmıştır! Onun varacağı yer cehennem ateşidir! Zâlimler için hiçbir yardımcı yoktur!”

73-) Lekad keferelleziyne kalu innAllâhe sâlisü selâseh* ve ma min ilâhin illâ ilâhun vahıd* ve in lem yentehu amma yekulune leyemessennelleziyne keferu minhüm azâbün eliym;

Andolsun ki: “Allâh, üç’ün üçüncüsüdür” diyenler de hakikati inkâr edenlerden olmuşlardır! Tanrısallık kavramı geçersizdir, Ulûhiyet sahibi TEK’tir!.. Söylemekte olduklarından vazgeçmezler ise, onlardan hakikati inkâr edenler, elbette acı veren azabı yaşayacaklardır!

74-) Efela yetubune ilAllâhi ve yestağfiruneHU, vAllâhu Ğafûrun Rahıym;

Hâlâ Allâh’a tövbe edip, bağışlanmaları için yalvarmayacaklar mı? Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.

75-) Mel Mesiyhubnü Meryeme illâ Rasûl* kad halet min kablihir Rusül* ve ümmühu sıddiykah* kâna ye’külanit ta’am* ünzur keyfe nübeyyinü lehümül âyâti sümmenzur enna yü’fekun;

Meryemoğlu Mesih sadece bir Rasûldür... Ondan önce de Rasûller gelip geçti! Onun annesi sıddîkadır (hakikati görüp şüphesiz tasdik etmiş olan)! İkisi de yemek yerlerdi (beşerdi)!.. İşaretleri onlara nasıl açıkladığımıza bir bak! Sonra bak, nasıl gerçekten sapıyorlar!

76-) Kul eta’büdune min dûnillâhi ma lâ yemlikü leküm darren ve lâ nef’a* vAllâhu HUves Semiy’ul ‘Aliym;

De ki: “Allâh dûnunda, sizin için bir zarar veya faydası olmayanlara mı kulluk ediyorsunuz? Allâh ‘HÛ’dur; Semi’ ve Aliym.”

77-) Kul ya ehlel Kitabi lâ tağlu fiy diyniküm ğayrel Hakkı ve lâ tettebi’u ehvae kavmin kad dallu min kablü ve edallu kesiyren ve dallu an sevais sebiyl;

De ki: “Ey Ehl-i Kitap... Dininizde, haksız olarak ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın... Daha önce birçoğunu saptırmış ve yolun merkezinden sapmış bir kavmin boş hayallerine tâbi olmayın!”

78-) Lu’ınelleziyne keferu min beni israiyle alâ lisani Davude ve ‘Iysebni Meryem* zâlike Bima ‘asav ve kânu ya’tedun;

İsrailoğullarından Hakk’ı inkâr edenler, Davud’un ve Meryemoğlu İsa’nın lisanı üzere lânetlenmişlerdir (Allâh’tan uzak düşmüşlerdir)... Bu (sonuç), onların isyan etmeleri ve haddi aşmaları yüzündendir.

79-) Kânu lâ yetenahevne an münkerin fealuh* le bi’se ma kânu yef’alun;

Yaptıkları herhangi bir çirkin davranıştan birbirlerini vazgeçirmezlerdi. Yaptıkları ne kötü idi!

80-) Tera kesiyren minhüm yetevellevnelleziyne keferu* le bi’se ma kaddemet lehüm enfüsühüm en sehıtAllâhu aleyhim ve fiyl azâbi hüm halidun;

Onlardan birçoğunun, hakikat bilgisini inkâr edenleri velî edindiklerini görürsün... Benliklerinin kendileri için hazırladığı gelecek ne kötüdür! Allâh onlara gazap etmiştir! Azapta ebedî kalacaklardır.

81-) Ve lev kânu yu’minune Billâhi ven Nebiyyi ve ma ünzile ileyhi mettehazuhüm evliyâe ve lâkinne kesiyren minhüm fasikun;

Eğer, varlıklarını El Esmâ’sından yaratan Allâh’a, En Nebi’ye (Hz. Muhammed’e) ve O’na inzâl olunana iman etmiş olsalardı, onları (inkârcıları) evliyâ edinmezlerdi... Fakat onlardan birçoğu fâsıklardır (inancı bozuk olanlar).

82-) Letecidenne eşedden Nasi ‘adaveten lilleziyne amenül yahude velleziyne eşrekû* ve letecidenne akrabehüm meveddeten lilleziyne amenülleziyne kalu inna nesara* zâlike Bi enne minhüm kıssiysiyne ve ruhbanen ve ennehüm lâ yestekbirun;

Muhakkak ki iman edenlere düşmanlık bakımından insanların en şiddetlisi olarak, Yahudileri ve şirk koşanları bulursun... Elbette iman edenlere sevgi bakımından onların en yakını olarak da, “Biz Nasarayız = Hristiyanlarız” diyenleri... Ki onlardan (Nasaradan)kıssisîn (derin ilim sahibi keşişler) ve ruhban (kendini Allâh’a adamış rahipler) vardır ki kesinlikle onlar kibre sapmazlar.

83-) Ve izâ semi’u ma ünzile iler Rasûli tera a’yünehüm tefıydu mined dem’ı mimma arefu minel Hakk* yekulune Rabbena amenna fektübna me’aş şahidiyn;

Er-Rasûl’e (Hz. Rasûlullâh’a) inzâl olunanı işittiklerinde, tanıyıp - bildikleri Hak’tan nâzil olmuş bir kısım bilgiden dolayı, gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün... Derler ki: “Rabbimiz, iman ettik... Artık bizi şahitlerle beraber yaz.”

84-) Ve ma lena lâ nu’minu Billâhi ve ma caena minel Hakkı ve natme’u en yüdhılena Rabbüna me’al kavmisSalihıyn;

“Rabbimizin bizi, sâlihler topluluğuna katmasını umarken, ne diye Esmâ’sıyla hakikatimiz olan Allâh’a ve Hak’tan bize gelmiş olana iman etmeyelim!”

85-) Fe esâbehümullâhu Bi ma kalu cennatin tecriy min tahtihel enharu halidiyne fiyha* ve zâlike cezaül muhsiniyn;

Böyle düşünmeleri nedeniyle, Allâh onları içinde ebedî kalacakları, altlarından nehirler akan cennetler ile mükâfatlandırdı... İşte budur muhsinlerin cezası! (İhsanın cezası = karşılığı = getirisi = sonucu, ihsandır.)

86-) Velleziyne keferu ve kezzebu Bi âyâtina ülaike ashabül cehıym;

Hakikat bilgisini inkâr edenlere ve (Esmâ’nın açığa çıkışı olan) işaretlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem arkadaşlarıdır!

181 / 188

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!