Burûc Sûresi: 1-22

AÇIKLAMA:

 

Burûc Sûresi, “hümeze-lümeze” muamelelerine maruz kalan Hz. Rasûlullâh a.s. ve iman edenlere hasımlık volümünün arttığı aşamada nâzil oldu!.. 

Hümeze’nin “HUTAME”sinden sonra, “Burçlar Sahibi Semâ (Uzay) İstidatlı”nın, “ateş dolu hendek” ile imtihanı!..

B” sırrıyla ALLÂH’a İMAN’ın ilk geçtiği yer, bu sûredir!.. “B” sırrı, daha önce, “B’ismillâh...” olarak geçmişti!..

Esbâb-ı nüzûl’de ve tefsîrlerde Ashab’ul Uhdûd (hendek halkı) hakkında çok rivayetler var... 

Denilmiştir ki;

Ashab’ul Uhdûd’un, toplumlarına yahut da inkârcı-pagan krallarına karşı çıkan ve onların ateş dolu hendekleri ile imanlarından ötürü ağır belâlara maruz kalan (muhtemelen ehli kitap) iman ehli bir cemaat oldukları hususu meşhûrdur... Bu hâdise, Kureyş nezdinde de meşhûr ve malûm idi... Dolayısıyla, Hz. Rasûlullâh (s.a.v.)’e iman eden ashabına, dinleri uğrunda karşılaştıkları belâlara sabretmek gerektiğine dikkatlerini çekmek için bu kıssa hatırlatıldı!.. 

Hz. Rasûlullâh (s.a.v.)'den şöyle yaptığı rivayet edilmiştir:

O, Ashab’ul Uhdûd'dan bahsedildiği zaman, ileri derecedeki belâlar’dan Allâh'a sığınır, istiâze yapardı!

 

“B”İsmillâhir Rahmânir Rahıym

1-) VesSemâi zâtilburûci;

Andolsun o burçları barındıran Uzay’a!

2-) Velyevmilmev’ûdi;

Vadolunmuş o sürece!

3-) Ve şahidin ve meşhud;

Şahide ve şahit olunana!

4-) Kutile ashâbül uhdûd;

Öldürüldü o hendek halkı...

5-) En nari zâtİlvekud;

O çıralı ateşte.

6-) İz hüm ‘aleyha ku’ûd;

Hani onlar ateş çevresinde oturanlardı.

7-) Ve hüm ‘alâ ma yef’alune Bilmu’miniyne şuhud;

Onlar, iman edenlere yaptıkları şeylere şahittiler!

8-) Ve ma nekamu minhüm illâ en yu’minu Billâhil ‘Aziyzil Hamiyd;

Onlardan (iman edenlerden) yalnızca Aziyz ve Hamiyd olan Allâh’a iman ettikleri için intikam aldılar.

9-) Elleziy leHU MülküsSemavati vel’Ard* vAllâhu ‘alâ külli şey’in Şehiyd;

O ki, semâlar ve arzın mülkü O’na aittir! Allâh her şeye şahittir!

10-) İnnelleziyne fetenülmu’miniyne velmu’minati sümme lem yetûbu felehüm ‘azâbu cehenneme ve lehüm ‘azâbulharıyk;

Muhakkak ki, iman eden erkeklere ve iman eden kadınlara işkence yapıp, tövbe de etmeyenler var ya, onlar için cehennemin azabı vardır ve onlar için yakıcı azabı vardır.

11-) İnnelleziyne amenû ve ‘amilussalihati lehüm cennatün tecriy min tahtihel’enhar* zâlikelfevzülkebiyr;

Muhakkak ki iman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, onlar için altlarından nehirler akan cennetler vardır... İşte bu büyük kurtuluştur!

12-) İnne batşe Rabbike leşediyd;

Muhakkak ki Rabbi’nin yakalayışı çok şiddetlidir!

13-) İnneHU HUve yübdiu ve yu’ıyd;

Muhakkak ki “HÛ”dur, ibda (izhar) eden ve iade (tekrar izhar) eden!

14-) Ve HUvel Ğafûrul Vedud;

O, Ğafûr’dur, Vedud’dur.

15-) Zül’Arşil Meciyd;

Arş sahibi’dir, Meciyd’dir (şanı, azameti yüce).

16-) Fa’alün lima yüriyd;

İrade ettiğini (Dilediğini) yapar!

17-) Hel etake hadiysülcünûd;

O orduların haberi sana geldi mi?

18-) Fir’avne ve Semud;

Firavun ve Semud’u (helâk eden)!

19-) Belilleziyne keferu fiy tekziyb;

Hayır! Hakikat bilgisini inkâr edenler bir yalanlama içindedirler.

20-) VAllâhu min verâihim muhıyt;

Allâh, onların verasından (derûnlarından) ihâta edendir!

21-) Bel Huve Kur’ânun Meciyd;

Üstelik O, Kur’ân-ı Meciyd’dir.

22-) Fiy Levhın Mahfuz;

Levh-i Mahfuz’dadır!

48 / 188

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!