Saff Sûresi: 1-14

AÇIKLAMA:

 

Saff Sûresi, esbâb-ı nüzûl rivayetlerine göre, bazı sahabelerin “Hangi amelin Allâh’a en sevgili olduğunu bilsek de onu işlesek” diye temenni etmeleri üzerine bu sûre’nin 1-4 âyetleri’nin veya sûre’nin tamamının; ya da önce 10-13 âyetlerinin, sonra sûre’nin diğer âyetlerinin nâzil olduğu söyleniyor...

Medine döneminde zâhirî ve bâtınî cihâd ve savaşa teşvik âyetleri’nin, fetih/zafer müjdelerinin gittikçe yoğunlaştığı, bu son sûrelerde çok bârizdir!..

Önemli iki husus:

Birincisi: Hudeybiye sonrası Rasûlullâh (a.s)’ın Bizans ve Sâsânî imparatorları başta olmak üzere civar ülke yöneticilerine ve kabile reislerine elçiler ve İslâm’a davet mektupları göndermesi; genişleyen ehl-i kitap yahudi muhataplar yanında, hristiyan olan başta Habeş Necâşisi’nin müslüman olması ve Mısır melîkinin olumlu tavır takınıp Rasûlullâh (a.s)’a çeşitli hediyeler yollaması, tüm bu kesimleri de kapsayan İslâm’ın tebliğinde yeni bir aşama ve müslümanlara daha ciddi bir mükellefiyet demekti!.. Zira İslâm tebliği’nin her bakımdan (iç-dış) muhatap (entellektüel) sahası genişlemiş ve çeşitlenmiştir!..

Arap kabileleri ve ehl-i kitap yahudiler yanında, hristiyan cemaat ve önderleri ile en yoğun muhatap olunan dönem, hicri 3.yıl, 7.yıl ve 9.yıllardır!.. Dolayısıyla Bakara, Nisâ’, Mâide sûrelerindeki ehl-i kitap ve bilhassa İsa a.s. hakkındaki aşırılıklar konulu âyetlerin bu üç dönemde de sebeb-i nüzûl karşılıkları olabilir!.. Allâhu âlem!..

İkincisi: Birçok tefsir ve ilgili eserde Medine dönemi ile ilgili ezberlenmiş bir algı ve yanlış bilgi vardır: 

1) Mekke döneminde Kureyş’le muhatap olunduğundan Mekke müşrikleri ile ilgili âyetler olabilir, ama Medine döneminde Kureyş/Mekke müşrikleri ile ilgili pek âyet olmaz veya belki ilk başlarda vardı, ama sonradan olmaz” gibi... Oysa Kureyş ile ilgili âyetler, Medine’nin her aşamasında vardır; aynı şekilde Mekke döneminde de Kureyş’in dışındaki kabileler ve ehl-i kitap hakkında âyetler olduğu gibi!..

2) “Medine dönemi’nde üç büyük yahudi kabilesinin (Kaynuka, Nâdir, Kureyza oğulları’nın) sürgününden sonra Medine’de yahudi kalmadığı için(Medine’de yahudi nüfus bu üç kabile’den ibaret değildi, başka kabileler de vardı), ehl-i kitap ve yahudiler hakkındaki tüm âyetler, bu ilk yıllara aittir” kabulü, gerçeği yansıtmaz... Medine’de yahudi nüfus, tüccâr-sanatkar-din bilgini aileler daima vardı (Rasûlullâh a.s. vefat ettiğinde zırhı bir yahudi’de rehin idi?); o sürgün edilen kabilelerden bile Medine’de kalan insanlar vardı; daha geniş bölgesi ile Hayber-Fedek yahudileri (fetih’ten sonra bile) vardı!..

 

“B”İsmillâhir Rahmânir Rahıym

1-) Sebbeha Lillâhi ma fiysSemavati ve mâ fiyl’Ard* ve HUvel’AziyzülHakiym;

Semâlarda ve arzda her ne varsa (Esmâ’sıyla onları açığa çıkaranın yaratma amacına göre yerine getirdikleri işlevleriyle) Allâh’ı tespih etmektedir! “HÛ”; Aziyz’dir, Hakiym’dir.

2-) Ya eyyühelleziyne amenû lime tekûlûne ma lâ tef’alun;

Ey iman edenler... Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz!

3-) Kebure makten ‘indAllâhi en tekûlû ma lâ tef’alun;

Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allâh indînde çok nefret edilesidir!

4-) İnnAllâhe yuhıbbulleziyne yukatilune fiy sebilihi saffen keennehüm bünyanun mersus;

Allâh, kendi yolunda çelik karkas blok bina bütünlüğünce saf bağlayarak savaşan kimseleri sever.

5-) Ve iz kale Musa likavmihi ya kavmi lime tu’zûneniy ve kad ta’lemune enniy Rasûlullahi ileyküm* felemma zağu ezağAllâhu kulubehüm* vAllâhu lâ yehdilkavmel fasikıyn;

Hani Musa kavmine dedi ki: “Ey kavmim... Size (irsâl olmuş) Rasûlullâh olduğumu bildiğiniz hâlde niçin bana eziyet ediyorsunuz?”... Onlar (Hak’tan) saptıklarında, Allâh onların kalplerini (Hak’tan) döndürdü (gerçeği algılayamazlar artık)! Allâh, inancı bozulmuş toplumu hakikate erdirmez!

6-) Ve iz kale ‘Iysebnu Meryeme ya beniy israiyle inniy Rasûlullahi ileyküm musaddikan lima beyne yedeyye minetTevrati ve mübeşşiren BiRasûlin ye’tiy min ba’dismuhu Ahmed* felemma caehüm Bilbeyyinati kalu hazâ sıhrun mubiyn;

Hani Meryemoğlu İsa dedi ki: “Ey İsrailoğulları... Muhakkak ki ben size Rasûlullâh’ım! Tevrat’tan önümde olan için bir tasdik eden ve benden sonra Rasûl olarak gelecek ismi AHMED olanı müjdeleyenim!” Onlara mucizeler olarak geldiğinde: “Bu apaçık bir sihirdir” dediler.

Not: Bu konuda bir Rasûlullâh açıklaması: “Tevrat’taki ismim ‘Ahyed’dir (uzaklaştıran); çünkü ben ümmetimi ateşten alıp uzaklaştırırım... Zebur’daki ismim ‘el Mahiy’dir (silen); çünkü Allâh benimle putlara kulluk yapanları sildi... İncil’deki ismim ‘Ahmed’ dir (Zât’ın tecellisi olarak Hamd etmekte olan)... Kurân’daki ismim ‘Muhammed’dir (kesintisiz çok Hamd edilen); çünkü ben Semâ ve Arz ehli arasında ‘MAHMUD’um (değerlendirilenim).”

7-) Ve men azlemu mimmeniftera ‘alAllâhilkezibe ve hüve yüd’a ilel’İslâm* vAllâhu lâ yehdilkavmezzâlimiyn;

İslâm’a davet olunduğu hâlde, Allâh’a iftira edenden (gayrının varlığını kabul edenden) daha zâlim kimdir? Allâh zâlimler topluluğuna hidâyet etmez!

8-) Yüriydune liyutfiu nûrAllâhi Biefvahihim vAllâhu mütimmu nuriHİ velev kerihel kâfirun;

Allâh nûrunu (ilmini) ağızlarıyla (boş lafla) söndürmek istiyorlar! Oysa Allâh, nûrunun tamamlayıcısıdır! Velev ki hakikat bilgisini inkâr edenler hoşlanmasa!

9-) HUvelleziy ersele RasûleHU Bilhüda ve diynilHakkı liyuzhirehu ‘aleddiyni küllihi velev kerihel müşrikûn;

O ki, bütün din anlayışlarına üstün kılmak için Rasûlünü Hak - hakikat olarak ve Hak Din (mutlak sistem ve Sünnetullâh bilgisi) ile irsâl etti! Velev ki şirk koşanlar hoşlanmasa!

10-) Ya eyyühelleziyne amenû hel edüllüküm ‘alâ ticaretin tunciyküm min ‘azâbin eliym;

Ey iman edenler... Size, sizi feci bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim!

11-) Tu’minune Billâhi ve RasûliHİ ve tucahidûne fiy sebiylillâhi Biemvaliküm ve enfüsiküm zâliküm hayrun leküm in küntüm ta’lemun;

El Esmâ’sıyla hakikatiniz olan Allâh’a ve Rasûlüne iman edersiniz ve Allâh yolunda karşılık beklemeksizin mallarınızla ve nefsleriniz ile mücadele verirsiniz! İşte bu sizin için daha hayırlıdır; eğer kavrayabilirseniz!

12-) Yağfir leküm zünubeküm ve yüdhılküm cennatin tecriy min tahtihel’enharu ve mesakine tayyibeten fiy cennati ‘adn* zâlikelfevzul’azıym;

(Bu takdirde) benlikten kaynaklanan suçlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki temiz meskenlere dâhil eder... İşte bu azîm bir kurtuluştur!

13-) Ve uhra tuhıbbuneha* nasrun minAllâhi ve fethun kariyb* ve beşşiril mu’miniyn;

Seveceğiniz dahası da var: Allâh’tan yardım ve feth-i kariyb (Kurbiyet açılımı)! İman edenleri müjdele!

14-) Ya eyyühelleziyne amenû kûnû ensarAllâhi kema kale ‘Iysebnu Meryeme lilHavariyyiyne men ensariy ilAllâh* kalelHavariyyune nahnu ensarullahi, feamenet taifetun min beniy israiyle ve keferet taifetun, feeyyednelleziyne amenû ‘alâ ‘aduvvihim feasbehu zahiriyn;

Ey iman edenler, Allâh’ın Ensârı (yardımcıları) olun; Meryemoğlu İsa’nın, Havarilere: “Kim benim yardımcılarımdır Allâh’a?” dediğindeki gibi! Havariyyun dedi ki: “Biz Allâh’ın yardımcılarıyız!”... İsrailoğullarından bir kısmı iman etti ve bir kısmı da küfretti (gerçeği reddetti)! Bunun üzerine o iman edenleri, düşmanları aleyhine destekledik de üstün gelenler oldular.

164 / 188

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!