Nisâ’ Sûresi: 1-18

AÇIKLAMA:

 

Nisâ’ Sûresi: 1-18 âyet grubu, gelişen süreçte (Gatafan, Uhud vb) hasıl olan hâlin hükmü ve de sorulması üzerine kadınlar, yetimler, nikâh, mehir, miras, zina vb konular hakkında nâzil olmuştur!..

Şeriat” denilen dinî (nübüvvet) hükümlerin birçoğu Nisâ’ Sûresi’nden itibaren kendini gösterir!..

 

“B”İsmillâhir Rahmânir Rahıym

1-) Ya eyyühen Nasutteku Rabbekümülleziy halekaküm min nefsin vahıdetin ve haleka minha zevceha ve besse minhüma ricalen kesiyran ve nisaen, vettekullahelleziy tesaelune Bihi vel erham* innAllâhe kâne aleyküm Rakıyba;

Ey insanlar, sizi tek bir nefsten (benlikten) yaratan (bütün beyinlerde tek bir “BEN” kavramı vardır. Bu “BEN” daha sonra beynin açılımlarına göre çeşitlenen özelliklerle farklı “benlik”ler hâlini alır. Ki bu oluşmuş “benlik”tir. Ana “ben” ise tektir orijin “ben”dir. A.H.)ve ondan da kendi eşini (bedensel benlik) halkeden ve ikisinden pek çok erkek ve kadın üretip (Dünya’ya) yayan Rabbinizden korunun! Korunun O Allâh’tan ki, siz O’nun hürmetine (kişinin hakikatinin Esmâ olması sebebiyle hakikatte Allâh’tan) ve de Rahıymlerin hatırına (Esmâ mertebesinin oluşturduğu insanî hakikat dolayısıyla) birbirinizden istersiniz. Çünkü Allâh, Esmâ’sıyla sizi her an kontrolünde tutandır (Rakıyb’dır).

2-) Ve atül yetama emvalehüm ve lâ tetebeddelül habiyse Bittayyibi ve lâ te’külu emvalehüm ila emvaliküm* innehu kâne huben kebiyra;

Yetimlere mallarını verin; (hakikatinizin) temizliğini (nefsaniyetin) pisliğine değiştirmeyin. Onların mallarını, mallarınıza karıştırarak yemeyin. Muhakkak ki o çok büyük suçtur.

3-) Ve in hıftüm ella tuksitu fiyl yetama fenkihu ma tabe leküm minen nisai mesna ve sülâse ve ruba’a, fein hıftüm ella ta’dilu feVahıdeten ev ma meleket eymanüküm* zâlike edna ella te’ulu;

Eğer yetimler (kadınlar) konusunda haklarını vermede korkunuz yoksa, o zaman sizin için temiz olan (şirk ehli olmayan)kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer (aralarında) adaletle davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir tane ile veya ellerinizin mâliki ile (yetinin)(Nikâhsız {evlilik anlaşmasız} birlikte yaşamayın.) Zulmetmemeniz için bu en ehven olanıdır.

4-) Ve atün nisae sadukatihinne nıhleten, fein tıbne leküm an şey’in minhu nefsen feküluhu heniy’en meriy’a;

Kadınlara mehrlerini (evlilik bağışı - hediyesi) severek bağışlayın. Şayet gönül hoşluğuyla bağışladığınızdan bir kısmını geri verirlerse, onu da içinize sinerek yeyin.

5-) Ve lâ tü’tüs süfehae emvalekümülletiy cealellahu leküm kıyâmen verzukuhüm fiyha veksuhüm ve kulu lehüm kavlen ma’rufa;

Allâh’ın size yönetme hakkı verdiği mallarınızı sefihlere (anlayışı sınırlı, fazla düşünmeden yaşayanlara) vermeyin, teslim etmeyin. Ancak o mallardan onları besleyin, giydirin ve onlara yararlı öğütler verin.

6-) Vebtelül yetama hatta izâ beleğun nikah* fein anestüm minhüm rüşden fedfe’u ileyhim emvalehüm* ve lâ te’küluha israfen ve bidaren en yekberu* ve men kâne ğaniyyen felyesta’fif* ve men kâne fakıyren felye’kül Bil ma’ruf* feizâ defa’tüm ileyhim emvalehüm feeşhidu aleyhim* ve kefa Billâhi Hasiyba;

Yetimleri nikâhlanabilecekleri yaşa gelene kadar gözetip deneyin. Şayet onların olgunlaştığını gözlerseniz, mallarını kendilerine teslim edin. Onlar büyüyünce mallarına sahip olacaklar diye, acele edip mallarını israf etmeyin. Zengin olan iffetli davransın (yetim malını yemekten uzak dursun). Yoksul olan ise, ondan örfte olan kadarıyla (haddi aşmadan) yararlansın. Mallarını kendilerine iade ederken de şahit bulundurun (yaptıklarınızın değerlendirilmesi için). Hakikatiniz olan Allâh Esmâ’sından Hasiyb isminin özelliği size yeterlidir.

7-) LirRicali nasıybün mimma terekel validani vel akrabune, ve linnisai nasıybün mimma terekel validani vel akrabune mimma kalle minhu ev kesür* nasıyben mefruda;

Ana-babanın veya akrabaların (ölümüyle) arkada bıraktıklarından, erkekler için bir pay vardır. Ana-baba ve akrabaların geride bıraktıklarından, kadınlar için de bir pay vardır, az veya çok, ki bu Allâh hükmü olan paydır.

8-) Ve izâ hadarel kısmete ulülkurba vel yetama vel mesakiynu ferzukuhum minhu ve kulu lehüm kavlen ma’rufa;

Mirasın paylaştırılması sırasında (miras hakkı bulunmayan) akrabalar, yetimler ve yoksullar da orada bulunuyorlarsa, onlara da az bir şey verip gönüllerini hoş edin.

9-) Velyahşelleziyne lev tereku min halfihim zürriyyeten dı’afen hafu aleyhim* felyettekullahe velyekulu kavlen sediyda;

Arkalarında, kendilerini koruyamayacak çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar için nasıl endişelenecek olurlarsa, öylece endişe duysunlar Allâh’tan. Allâh’tan korksunlar ve mertçe doğruyu konuşsunlar.

10-) İnnelleziyne ye’külune emvalel yetama zulmen innema ye’külune fiy butunihim nara* ve seyaslevne se’ıyra;

Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler var ya, onlar karınlarını ateşle doldurmuş olurlar! Alevli ateşe sokulacaklardır.

11-) Yusıykümullâhu fiy evladiküm lizzekeri mislü hazzıl ünseyeyn* fein künne nisaen fevkasneteyni felehünne sülüsâ ma tereke, ve in kânet vahıdeten felehen nısf* ve liebeveyhi likülli vahıdin minhümessüdüsü mimma tereke in kâne lehu veled* fein lem yekün lehu veledün ve verisehu ebevahü feliümmihissülüs* fein kâne lehu ıhvetün feli ümmihissüdüsü min ba’di vasıyyetin yusıy Biha ev deyn* abâüküm ve ebnâüküm* lâ tedrune eyyühüm akrabu leküm nef’a* feriydaten minellah* innAllâhe kâne Aliymen Hakiyma;

Allâh, evlatlarınız hakkında size (şöyle) vasiyet ediyor: Erkeğin payı, iki kadının payı kadardır... Eğer (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, (o takdirde) onlar için (miras bırakan) ne terk etti ise, onun üçte ikisidir; eğer (mirasçı) bir tek (kadın) ise, mirasın yarısı onundur... Eğer miras bırakanın (ana-babası yanı sıra) çocuğu varsa, ana-babanın her birine mirasın altıda biri verilir; şayet hiç çocuğu yok, sadece ana-babası kendisine vâris olmuşsa, (bu takdirde) anasına mirasın üçte biri düşer (babasına da kalan üçte ikisi)... Eğer (miras bırakanın) kardeşleri varsa, anasının (miras payı), yaptığı vasiyetten ve borcundan sonra (kalanın) altıda biridir... Babalarınız ve oğullarınız (var)... Mirasınıza hangileri daha lâyıktır, siz bilemezsiniz. (İşte bu yüzden bunlar) Allâh’tan bir farîza... Muhakkak ki Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.

12-) Ve leküm nısfü ma tereke ezvacüküm in lem yekün lehünne veledün, fein kâne lehünne veledün felekümür rubu’u mimma terekne min ba’di vasıyyetin yusıyne Biha ev deyn* ve lehünner rubu’u mimma terektüm in lem yekün leküm veledün, fein kâne leküm veledün felehünnes sümünü mimma terektüm min ba’di vasıyyetin tusune Biha ev deyn* ve in kâne recülün yuresü kelaleten evimraetün ve lehu ehun ev uhtün feli külli vahıdin minhümes südüs* fein kânu eksere min zâlike fehüm şürekaü fiys sülüsi min ba’di vasıyyetin yusa Biha ev deynin ğayra mudarr* vasıyyeten minellah* vAllâhu Aliym’un Haliym;

(Erkekler); eğer çocukları yoksa karılarınızdan kalanın (miraslarının) yarısı sizindir; şayet çocukları varsa, içlerinden gelen şekilde yaptıkları vasiyetten ve borçlarından sonra (kalanın) dörtte biri sizindir... (Erkekler); eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri eşlerinizindir; şayet çocuğunuz varsa, içinizden doğan vasiyetten (hadise göre 1/3’ü aşmamalıdır vasiyet; Buhari, Müslim)ve borcunuzdan sonra (kalanın) sekizde biri onlarındır... Eğer (kendisine) vâris olunulan erkek veya kadın KELALE (ana-baba ve evlat mirasçısı yok) ise ve onun bir erkek veya bir kız kardeşi varsa, bu iki kardeşten her birine altıda birdir... (Kardeşler) bundan çok ise, (bu takdirde) onlar, içlerinden gelene göre yapılmış bulunan vasiyetten ve borçtan sonra (kalanın) üçte birinde ortaktırlar... (Bu taksim) zarar verici de olmamalıdır... Allâh’tan bir vasiyettir (bu)... Allâh Aliym’dir, Haliym’dir.

13-) Tilke hududullâh* ve men yutı’ıllahe ve RasûleHU yudhılhu cennatin tecriy min tahtihel enharu halidiyne fiyha* ve zâlikel fevzül Azıym;

Bunlar, Allâh’ın hükmü olan sınırlardır. Kim Allâh’a ve Rasûlüne tâbi olursa, onu altında ırmaklar akan cennetine sonsuza dek yaşamak üzere sokar. İşte bu azîm kurtuluştur.

14-) Ve men ya’sıllahe ve RasûleHU ve yeteadde hududeHU yudhılhu naren haliden fiyha* ve lehu azâbün mühiyn;

Kim de Allâh ve Rasûlüne isyan eder, haddi aşarsa, onu da sonsuza dek kalmak üzere ateşe sokar. Onun için alçaltıcı azap vardır.

15-) Vellatiy ye’tiynel fahışete min nisaiküm festeşhidu aleyhinne erbeaten minküm* fein şehidu fe emsikûhünne fiyl büyuti hatta yeteveffa hünnel mevtü ev yec’alellahu lehünne sebiyla;

Fuhuş yapan kadınları suçlamak için dört şahit getirin. Şayet (dört kişi) şahitlik ederlerse, ölene kadar ya da Allâh onlara başka bir kapı açana (tövbe edene) kadar evlerinde hapsedin.

16-) Vellezâni ye’tiyaniha minküm feazûhüma* fein taba ve asleha fea’ridu anhüma* innAllâhe kâne Tevvaben Rahıyma;

Onu sizden iki erkek yaparsa, onlara eziyet verin. Şayet tövbe edip düzelirlerse, artık onları kendi hâllerine bırakın. Çünkü Allâh Tevvab’dır, Rahıym’dir.

17-) İnnemettevbetü alAllâhi lilleziyne ya’melunessûe Bi cehaletin sümme yetubune min kariybin feülaike yetubullahu aleyhim* ve kânAllâhu Aliymen Hakiyma;

Allâh’ın kabul edeceği, cehalet nedeniyle yapılan kötülüğün fark edilmesi akabinde yapılan tövbedir. İşte Allâh, bunların tövbesini kabul eder. Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.

18-) Ve leysetittevbetü lilleziyne ya’melunes seyyiat* hatta izâ hadara ehadehümül mevtü kale inniy tübtül ANe ve lelleziyne yemutune ve hüm küffar* ülaike a’tedna lehüm azâben eliyma;

Yoksa hayatı kötülük yapmakla geçip de, ölüm an’ı gelince “İşte şimdi tövbe ettim” diyenin tövbesi yoktur! Hakikati inkâr ederek yaşayıp, son nefeste tövbe edenlere de yoktur! İşte onlar için feci azap hazırlamışızdır.

129 / 188

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!