Nüzûl Sırasına Göre Tertibin Önemi

“Ben konuşan Kurân’ım!” diyen hikmet şehrinin kapısı Şâh-ı Velâyet Hz.Âli r.a.’ın şöyle dediği rivâyet olunuyor:

“Vallâhi, nâzil olan hiçbir âyet yok ki o âyetin ne hakkında nâzil olduğunu, nerede nâzil olduğunu ve kim hakkında nâzil olduğunu bilmeyeyim (Kurân’daki her âyetin nüzûl tarihini, nüzûl yerini ve nüzûl sebebini illa bilirim)!.. Muhakkak ki benim Rabbim, bana, akl/idrâk eden (hidayetli) bir kalp ve fesîh (hakikati beyan gücü) bir lisan hibe etmiştir!”

Başka bir sözünde ise Hz.Âli r.a “Bana Kitâbullâh’tan sorun!... Hiçbir âyet yok ki onun gece mi gündüz mü, düzlükte mi dağda mı nâzil olduğunu bilmeyeyim (zaten Hz.Âli r.a, Hz.Rasûlullâh as.’ın en önde gelen vahiy kâtibi idi... O halde âyetlerin nüzûl tertibini en iyi bilen olması doğaldır!)!” 

Tabîinin büyük âlimi M.İbni Şirin “Hz.Âli’nin (indiği gibi, nüzûl sırasına göre) yazdığı KİTAP bulunmuş olsaydı, gerçek ilim onda olurdu!” diyerek bunun önemini vurgulamıştır! (İ.Sa’d, et-Tabekat’ül Kebîr, C:2, S:291-292)

Hz.Âli r.a.’ın nüzûl tertibine göre yazdığı mushafı elimizde bulunmadığından, ondan sonra sahabenin Kitâbullâh’ı en bileni olan Abdullâh İ. Abbas r.a.’a atfedilen nüzûl sırasını –bazı istisnalar hariç- dikkate alarak bu tertibi hazırladık...  

Ancak ister nüzûl sırasına göre, ister mushaf tertibine göre olsun, âyetlerin, “ÇAPRAZ OKUMA” yöntemi (birbiri ile bağlantılı/aynı kavramı ihtiva eden âyetleri bütünleştirme) ile OKUnması, asıl önemli husustur (zaten bütün sûre ve âyetler için kesin bir nüzûl sırası mevcûd değil)!.. 

Elbette, “şeytân-ı raciym”den “Allâh”a sığınarak, “Bismillâhil EhadısSamedilleziy lem yelid ve lem yûled, HûverRahmânur Rahıym”(“B”esmele ve İhlâs Sûresi) GÖZLÜĞÜ (basîreti) ile!

“Kur’ân, (halife) insana hakîkatini hatırlatmak-ZİKİR işleviyle inzâl olmuştur!” işaretini de değerlendirerek!.. 

Nüzûl sırasının önemi için Kurân’dan bazı örnekler:

1. “Hamr”(sarhoşluk veren, aklı örten şeyler) hakkında nâzil olan (nüzûl sırasına göre) âyetler:

Nahl: 67; Bakara: 219; Nisâ: 43; Mâide: 90-91.

2. Örtünme/tesettür âyetleri:

Ahzâb: 59 (bu bağlamda Ahzâb: 33, 53); Nûr: 31 (bu bağlamda Nûr: 60)...

Not: Bütün ÂdemOğlu için A’râf: 26, 31...

3. Âdem-İblis olayının (nüzûl sırasına göre) bahsedildiği yedi yer:

Sâd: 71-85, A’raf: 11-26, TâHâ: 115-123, İsra’: 61-65, Hicr: 26-44, Kehf: 50, Bakara: 30-39.

Sûre ve âyetlerin tertibi:

Kur’ân, âyet ve sûre bazlı bir bütünlük/nüzûl/cem’/kitap’tır!..

Âyetlerin sûrelerdeki yerleri bizzat Hz.Rasûlullâh s.a.v. tarafından tevkıyfi olarak tâyin edilmiş ve bunu ibadet ve salât’larındaki OKUmaları ile de teyid etmiştir! 

Nüzûl sırasına göre sûrelerin yeri her zaman tam tutmayabilir... Çünkü her sûre bir bütün olarak tek seferde inzâl olmadı, âyet veya âyet grupları (necme’ler) şeklinde nâzil oldu!... Mesele tam bir sûre olarak inzâl olan ilk sûre Fâtiha Sûresi, son sûre de Nasr Sûresi’dir!...Fakat, örneğin, Mâide Sûresi ağırlıklı bazı âyetleri itibarıyla Nisâ Sûresi’nden önceye, hicretin ilk yıllarına uygun iken bazı âyetleri itibarıyla da son sûrelerden biri olmaya uygundur!

 Önemli bir incelik de şudur:

Bir sûrenin baş kısmı (veya baş kısmıyla beraber kalan kısmı) olmadıkça böyle bir sûrenin adından ve yerinden de bahsedilmez... Fakat bu sûreye dahil edilecek daha önce nâzil olmuş veya daha sonra nâzil olacak âyetler olabilir!..

İlk ve son sûre/âyetler:

Kur’ân vahyinin mazharı Hz.Rasûlullâh s.a.v.’i (halife statüsünü) muhatap alarak nâzil olan ilk sûre/âyetler Fâtiha Sûresi, son sûre/âyetler Nasr Sûresi iken; toplum veya insanlığı muhatap alan ilk vahiy Alak Sûresi’nin ilk 5 âyeti, son vahiy Tevbe Sûresi’dir!

Not: Sûre başlangıçlarındaki ilk sayı nüzûl sırasını, ikinci sayı mushaftaki sırasını gösterir!

İlk 86 sûre Mekke döneminde, sonrası Medine döneminde nâzil olmuştur.

Hasan GÜLER
İstanbul Cerrahpaşa Camii
Emekli İmamı

6 / 120

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!