81 - Tekviyr Sûresi
"Euzü Billahi mineş şeytanir racim"
BismillahirRahmanirRahıym
- 
        İzeşŞemsü küvviret; Güneş dürüldüğünde (Akıl karşılaştığı gerçeklik ile kaplanıp gücünü yitirdiğinde), 
- 
        Ve izennücûmünkederet; Yıldızlar karardığında (Düşünme işlevi durup - fikirler ışık tutmaz olduğunda), 
- 
        Ve izelcibâlu süyyiret; Dağlar yürütüldüğünde (organlar çalışmaz olduğunda), 
- 
        Ve izel’ışaru ‘uttılet; Işar (en gözde develer; zenginlik ve statü nesneleri) başıboş bırakılıp terk edildiğinde (dünya değerlerinden geçildiğinde), 
- 
        Ve izelvuhûşu huşiret; Vahşiler haşrolunduğunda (hayvani duygular toplanıp güçlerini kaybettiklerinde), 
- 
        Ve izelbiharu sücciret; Denizler kaynadığında (şartlanma yollu edinilmiş bilgiler açığa çıkan gerçekler karşısında tutuşup kaynadığında), 
- 
        Ve izennüfûsu züvvicet; Nefsler tezvic edildiğinde (bilinçler ölümün bu tadılışıyla birlikte yeni ruh bedenleriyle eşleştirildiğinde), 
- 
        Ve izelmev’ûdetu süilet; Diri diri toprağa gömülen (kız çocuklara) sorulduğunda, 
- 
        Bieyyi zenbin kutilet; “Hangi suçundan dolayı öldürüldü?” diye. 
- 
        Ve izessuhufu nuşiret; Kaydedilmiş sayfaları açıldığında, 
- 
        Ve izesSemâ’u küşitat; Semâ sökülüp giderildiğinde (bilinç muhakemesini yitirdiğinde), 
- 
        Ve izelcahıymu su’ğğiret; Cahîm tutuşturulup alevlendirildiğinde (pişmanlık yangını alevlendiğinde), (Yaptığımız yorum, âyetlerin kişinin kıyametini sembolize etmesi yönündendir. A.H.) 
- 
        Ve izelcennetü üzlifet; Cennet yaklaştırıldığında, 
- 
        ‘Alimet nefsün ma ahdaret; Her nefs (bilinç) hazırladığı şeyi bilmiştir (biyolojik bedenli yaşamında yaptıklarının getirisini algılamıştır). 
- 
        Felâ uksimu Bilhunnesi; Kasem ederim El Hünnes olarak (Güneş’in ışığından gündüz görünmeyen yıldızlar), (Hz.Âli r.a. “El Hünnes”i şöyle tefsir eder: “Bunlar gündüzün sinen - görünmeyen, geceleyin zâhir olan - çıkan yıldızlardır (gezegenlerdir).”) 
- 
        Elcevarilkünnesi; El Cevar’e, El Künnes’e (yörüngelerinde seyrederken aynı zamanda burçların etki alanlarında dolaşanlar - gezegenler 
- 
        Velleyli izâ ‘as’ase; Geri döndüğünde geceye, 
- 
        Vessubhı izâ teneffes; Teneffüs ettiğinde sabaha, 
- 
        İnnehû lekavlu Rasûlin keriym; Ki, muhakkak O, şerefli bir Rasûlün sözüdür; 
- 
        Ziy kuvvetin ‘ınde ziyl’arşi mekiyn; Kuvvet sahibi (bir Rasûlün)! Arş sahibi’nin indînde güvencede! 
- 
        Muta’ın semme emiyn; İtaat edilendir orada (Semâ’da), Emin’dir. 
- 
        Ve ma sahıbuküm Bimecnun; Sahibiniz (Hz. Muhammed) bir cin etkisi altında olan değildir! 
- 
        Ve lekad reahu Bil’ufukılmubiyn; Andolsun ki Onu apaçık ufuk olarak müşahede etti! 
- 
        Ve ma huve ‘alelğaybi Bidaniyn; O, gayb hakkında cimri değildir! 
- 
        Ve ma huve Bikavli şeytanin raciym; Ve O, recm olunmuş (hakikatten uzaklaştırılmış) şeytanın lafı da değildir! 
- 
        Feeyne tezhebun; O hâlde (Kurân’ı bırakıp) nereye gidiyorsunuz? 
- 
        İn huve illâ zikrun lil’alemiyn; O âlemler (insanlar) için yalnızca Zikir’dir (hatırlatmadır)! 
- 
        Limen şâe minküm en yestekıym; Sizden bilfiil gerçek üzere yaşamayı dileyenler için! 
- 
        Ve ma teşâune illâ en yeşâAllâhu Rabbül’alemiyn; Rabb-ül âlemîn olan Allâh dilemedikçe, siz dileyemezsiniz!