“Şeytanın velîsi” de vardır… Onu da şeytanî vasıflara hizmeti dolayısıyla anlayabiliriz…

“Allâh velîsi”ni ise ancak zannımıza göre tahmin ederiz… Zira, nasıl “Allâh”ı hakkıyla değerlendirmek mümkün değilse; O’nun sıfatlarıyla bezenmiş olarak aramızda yer alanı da, aynı şekilde tanımamız mümkün olmaz!

“Allâh ahlâkıyla ahlâklanmış” olanı tanımak, bizim gibi doğal fıtrî yaşamı içinde olanlara mümkün değildir.

Biz bugün, “ALLÂH Adıyla İşaret Edilen”i nasıl kavrayıp, hissedip değerlendiremiyor; dolayısıyla işimize geleni O’ndan bilip; işimize gelmeyeni de karşımızdaki bakkal Bodos’tan bilerek, şirkle kendimizi perdeliyorsak; sonra da yıllar yılı, tekrar, o perdeden kurtulmak için bir taraflarımızı yırtıyorsak…

Aynı şekilde, “Allâh velîsi”ni de tanıyıp değerlendirmemiz mümkün olmaz!

Sanırız ki, çok ibadetle insan “velî” olur! Evet, insan çok ibadetle olur “velî”; ama bu ibadet, yalnızca “beden” boyutu itibarıyla değil; “şuur” boyutu itibarıyladır!

“Velî” olacak velet anasından doğduğu günden bellidir!

Gözü kara olur, (gözbebeği siyah değil); dünya malı onun için değer taşımaz! Hak önemlidir onun için; kimsenin hakkına tecavüz etmez; herkese hak ettiğini verir!

Eli açıktır, dağıttığının hesabını bilmez; cimriden “velî” asla çıkmaz! Söz verdi mi, mutlaka sözünde durur! İnsanlara yalan söylemez! Herkesin iyiliği için yapar yapacaklarını, kimseyi istismar etmez!.. Asla nankörlük yapmaz!.. Fitneci olmaz! Riya yanından geçmez!.. Dünya’da kaybettiği hiçbir şey için üzülmez ve dünyalık hiçbir şey onun için bir değer taşımaz!

Veren Allâh, alan Allâh düşüncesi, her dem onun düşünsel temelini oluşturur! Tek hedef ve amacı yaşarken “Allâh”la yaşamaktır!..

Ölüm, yalnızca bayramdır onun için; ve her an hazırdır boyut değiştirmeye… Ölümden asla korkmaz!

Bunlar, bizim gibi sıradan beşerin bildiği özellikleridir “velî”nin!.. Ama bir de, bunların ötesindeki çok daha önemli özellikleri vardır ki, onları ancak “ALLÂH”ı bilenler bilebilir!

Dostlarım, ister refah içinde olalım, ister sıkıntıda, Dünya sahnesindeki bu oyun, bize bağlı olmadan geçip gidiyor!.. Oysa biz, Dünya’da yaşarken, “ALLÂH”a erersek, cehennem biter ve cennet yaşamı başlar! Herhangi bir olay şu an sizi yakıyorsa, tez elden o yanıştan arınmaya bakın!

Dünya’nın, güçlünün güçsüze dilediğini zorla yaptırması esasına dayalı olarak kurulduğu gibi; tekrar söylüyorum, ötesi de böyledir!

Siz bu arada acilen bir şeyler yapıp paçayı kurtarmaya bakın! Yunus’undan çok daha eskilerine ya da yenilerine kadar, pek çok “velî” bunu yaptı!

Türlü rejimlerde, sayısız “velî” yetişti ve boyut değiştirdi…

Zamane kavgalarına kendinizi kaptırıp, lütfen ana amaçtan kopmayın!

Ne olur anlayın artık, yitirdiklerinizi asla telâfi edemeyeceğinizi; ve bundan sonra, kaybetmeyin değerli sürenizi yarın sizinle olmayacak şeyler ile!

Kalktığınız koltuğa bir daha asla oturamazsınız! Aynı ırmakta iki defa yıkanamazsınız!

Kendi Mehdinize erişin, özünüzden inen İsevî hakikatin zuhuruyla Deccalinizi yenin!

Deccaliniz, ilminizdekileri, olmasa da olur gösterip; onları uygulamanın sizi eriştireceği hakikatten perdelemesin!

Pahasını ödemediğiniz şeyi asla elde edemeyeceğinizi lütfen idrak edin!

Allâh’ın yaratmış olduğu sistem ve düzeni görmezlikten veya anlamazlıktan gelenin, bunun sonuçlarına katlanması da otomatik olarak gerçekleşecektir!

Bunu fark edemeyenler için ise, asla mazeret geçerli olmayacaktır!

Herkes ortaya koyduklarının bedelini ödemektedir ve ödeyecektir!

 

15.5.1999

65 / 67

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!