Üstad

− Ahmet ile Mehmet’in hikâyesini okumuş muydun?..

Cevaplar

− Evet Üstadım, yaşıyorum bile.

− Bütün amaç gereğini yaşayabilmekte zaten, çabalıyoruz…

− Düşüncemde evet, fakat fiillerde tam değil...

− Gereğini yaşayamadığımı ve aldığım yol var ise bunun da aslında ne kadar geride olduğunu fark etmek olduğunu söyleyebilirim, ama bu bile çabaları teşvik ediyor.

Üstad

− ...’den de cevap gelmedi?..

Cevaplar

− Üstadım, sözün ilk kısmına katılmadığım için seyretmekle yetindim...

− Emeğimizin boşa gitmeyeceğini umuyoruz...

− Ben herkesin “inancı” oranında yaşadığını düşünüyorum, kendim dâhil. Elimizi ateşe soktuğumuzda yanacağını biliyoruz ve asla bunu bilerek yapmıyoruz. Âhirette başımıza gelecek şeyleri biliyor olmamıza rağmen durumun aciliyetine uygun fiiller ortaya koyamıyoruz. Demek ki aslında tam olarak inanmıyoruz. Bu perdeleri kaldırmak için nasıl bir yol izlemek gerektiğini de ne yazık ki bilemiyorum...

− Dünyayı seyrediyorum; Âhiret için çalışıyorum...

− Kendini bilme yolundaki bir mahal için, Dünya ve Âhiret kavramları ile ilgili bir yaşantının yaşamımızda yeri olmaması gerekir diye düşünüyorum.

Üstad

− Dünya’da mı yaşıyoruz; dünyaMIZda mı?..

Cevaplar

− MIZda…

− Dünya yaşamının TAKLİDÎ, âhiret yaşamının da TAHKİKÎ olması gerektiğini düşünüyorum…

− MIZda...

− Dünya’da yaşanılmasına karşın her birimin kendine ait bir dünyası vardır...

− Fiziki olarak Dünya’da yaşıyor olmamıza rağmen, algılama ve bilinç açısından dünyamızda yaşıyoruz.

− DünyaNIZdaki DünyaMIZda...

− Dünyamızda...

− MIZlarımızda...

− KozaMIZda yaşıyoruz...

− DünyaMIZda Üstadım...

− Algılama kapasitemiz açısından Dünyamızda.

− Dünya’da dünyamızı yaşıyoruz.

− Dünya’da Chatte kalmayı yaşamaya çalışıyoruz... 

11 / 117

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!