Cevaplar

− Üstadım, Allâh’ın ahlâkı ile ahlâklanmak, dört aşamada anlatılmış kitaplarınızda... Birincisi; tabiatından kurtulmak. İkincisi; terkibiyetinden kurtulmak. Üçüncüsü; mutlak Ben diye anlatılan noktada kendini bulmak ve daha sonra da en son aşamada Rasûlullâh Efendimiz’in getirdiği gerçekleri algılayıp yaşamak.

Dolayısı ile bu öneri bence en azından üçüncü aşamada olanlar için getirilmiştir. Birinci ve ikinci aşamada olanların bunu yapması mümkün değil gibi geliyor bana...

Ahlâklanmak, algılamak ve hâllenmek anlamında kullanılıyor sanırım... Yanılıyor muyum?..

− Efendimiz’in sînesinden şeytanın payı çıkartıldığını okudum. Bu, şeytanın vücudumuzda maddi olarak bir payı olduğu anlamına gelir mi?..

Üstad

− Dışarıdaki “şeytaniyet” vasfının insan bedenindeki karşılığı “VEHİM” kuvvesidir. Düşünce sisteminde vehmin tesirinden kurtulması anlamınadır, bu sembolik anlatım.

Soru

− Hakikatin yaşanması tebligatla olmaz Üstadım...

Üstad

− Sana bilmediğin bir şey bildirilir ve arzu ediyorsan al kullan denilir...

Cevaplar

− Din ayrı, İslâm ayrı olarak telâkki edilmelidir. Din, sistemi anlatır. İslâm ise, sistemi vareden varlığın özünde olduğunu anlatır. Dinî tebliğleri yapmak, tanrıya tapınmak değildir. Bu hükümler sistemin şartlarına anti tesirler olarak yapılır, İslâm’ı anlamak ise, tanrıya tapınmanın ötesinde Allâh ismiyle işaret edilen mânâyı özünde bulmak demektir...

− Kadr Sûresi’nde ki “Ruh ve MELÂİKE...” ifadesindeki MELÂİKE kelimesi, Bakara: 30’daki “Hani Rabbin MELÂİKE’ye dedi ki...” ifadesindeki MELÂİKE kelimesi ile aynı anlamda mıdır?.. Teşekkür ederim...

Üstad

− Melekût boyutu kastediliyor melâike ile... RUH kelimesi ise burada Ruh-u Â’zâm’ın ilim yönünün zâhir oluşudur...

İlim, melekî güçlerle kişinin şuurunda açığa çıkmak için fırsat bekler bu anda; gibi bir mânâ algılayabiliriz sanırım!..

Soru

− Mi’râc Rabbine; secde Allâh’a cümlesi doğru mudur?.. Nasıl?.. Teşekkür ederim...

Üstad

− Mir’âc Rabbine olur… Secde Allâh’a olur, sonucu haşyettir!..

Haşyet bitmeden vahdet başlamaz!..

İrfanda haşyet, Vahdette seyr vardır!..

Beşerî değer yargıları kalkmadan, kimse kendini, tasavvufa girmiş saymasın!.. 

116 / 117

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!