ahmedhulusi.org

Haklı olduğun konuda sanki haksızmışın gibi davranıp özür dileyebilmek ancak Hakk’ı görenlerin kemâlatıyla açığa çıkar.

Din karşıtlığının en güçlü şekilde her yoldan yayıldığı ortamda, gençlere manevî duyguları her yoldan hissettirmek umarım ki bir ibadettir.

“Sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz; kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız.” Rasûlullâh aleyhisselâm.

Rasûlullâh sevgisi imanlıda olur. Her seven bir yoldan sevgisini dillendirir.

İlimle Allâh’ı tanırsın; AŞK ile erir yok olursun.

Farklı bilgi, ayrışmanın; sevgi, bütünleşmenin tetikleyicisidir. Benlikler bilgiyle büyür, sevgiyle erir.

Aşk şarabını içmekten korkanlar, benliklerini yitirmekten korkanlardır. Cennete benlikle girilmez!

Allâh kimi kullarına dünyadayken, cennette sunulan “tahir şarabı” içirir ki, AŞK SARHOŞU olurlar. Allâh aşkını ihsan buyursun!

Dünyan pusudur, boştur. AŞK ise yaşayana hoştur.

İlmi hocalara, AŞKI sarhoşlarına sor. Cennet ehlinin bühl sınıfı ilimle keyif çatarken, mukarrebler tahir şarab (aşk) ile sarhoşluğun keyfinde!

Kimileri “AŞK”la yaşadılar. Kimileri de dedikoduda boğuldular!

“Falanca demişki”yle başlayan dedikodularla ömür sürene AŞK’tan söz etme. Yemek içmekten konuş onlarla.

Sezgisi, ilhamı, feraseti olmayan, bilgi kayıt cihazıyla yaşıyordur beyin yerine.

Aşk ne ki diyene cevap için çabalama! Aşk’ın ne tarifi vardır ne de nedeni. Sadece yaşanır, yaşayan bilir.

Dedikodu surat astırır, Aşk yüz güldürür.

Soruyorlar aşk beynin neresindedir. AŞK, BEYNİN TA KENDİSİ, TAMAMI, ORİJİNİDİR; ki kendisi kendini seyretmededir an içinde sayısız kemâliyle.

AŞK YARATMIŞTIR ÂLEMLERİ onda hünerlerini aşk bütünlüğü içinde seyretmek için! TEK’liğin tekliği AŞK’tan dolayıdır. Çekim, aşkın sûretidir.

“Â’mâ”/mutlak karanlıkta olan AŞK olarak çokluğu ve çokluğun bütünselliğini yaratıp, o sûretlerden kendini seyretmededir an içinde aşkla!

Adını koy veya koyma, her an bir sevdiğine koşmada sarılmadasın mayandaki aşk yüzünden. Bir bilsen ki aşkın kendinden kendine, “Sen” dediğinsin!

Şems’ini bulamayan nasıl Mevlâna olur ki! Düş yollara Şems’ini bul ki Mevlâna olasın kandilinde yağ varsa!

Paranla dilediğin kadar cehennemî ateşi satın alabilirsin sahiplendiklerinle. Ne varki aşk ateşini alıp taşıyacak kalp herkeste bulunmaz.

Biz zamana, rüzgârın esişine göre konuşanlardan değiliz. 1966 yılında “TECELLİYÂT” kitabımda ne yazmışsam sözüm odur.

Unutmanız önemli değil, yaşadığınız her olay ve duygu beyninize kaydolup, cennet bedeni nur yapıya geçene dek saklanacak. Çok önemli bu!

İster dünyanızdaki kâbuslar, ister çok uzun kabir süreci ister cehennem yaşamı, hep beyninizdeki olay/duygu kayıtlarına dayanır. Arındırın! Konunun püf noktası şu ki: Beyine olayla kaydolan duygu da sonraları, olay yaşanmasa bile tetikleyen bir etkide o olayı yaşıyorcasına yaşatır.

Seni en kızdıran, tahrik eden insanı gülümseyerek dinleyecek kavrayışa ulaşmışsan ne mutlu. Gülümseyemiyorsan hiç olmazsa reaksiyon verme!