“Allâh” ismiyle işaret edileni bilmediği ve anlamadığı için; dışarıda da bir tanrı olamayacağını fark ettiği için; “evren kendi kendini yarattı” sonucuna varıyor kendine göre haklı olarak; çünkü, varlığın özündeki YARATICILIĞI göremiyor!..

Soru

EVREN İÇRE EVRENLER VAR... yazdınızdı kitabınızda Üstadım.

Üstad

− Biz yazdığımız zaman kâle almayanlar, bizim yazdıklarımızın ilk basamağı aşamasındaki bilgileri kaleme alan S.H.’yi dâhi olarak nitelendiriyorlar...

Oysa, bunu bilmek için dâhi olmaya gerek yok!.. Bizim gibi sıradan bir düşünür bile bunu düşünebildikten sonra!..

Evet...

Dostlar!..

Size hayatınızın en önemli anahtarını kullandırmaya çalışıyorum -elbette bana göre- bu sohbetlerimde...

O da şu:

Nerede “Allâh” kelimesi geçerse, o kelimenin anlamını dışınızda veya karşınızda değil, içinizden, özünüzden gelen bir şekilde anlamaya çalışın; diyerek...

Bu açıdan bakarsanız eğer...

Kurân’daki bütün anlayışınız da değişime uğrar!..

Kurân’ı çağdışı, İslâm Dini’ni çağdışı, Kur’ân şeriatını çağdışı görenler; Kurân’a el sürmemeleri gereken, ötede bir tanrı anlayışından kurtulamamış müşriklerdir!

Tanrı elçisinin, dışarıdaki bir tanrı ile görüşüp ondan vahiy aldığını sananlar, ANLAMADIKLARINI ANLAMAYANLARDIR!

Kendinizde ne kadar derinleşebilirseniz, âfakî boyutu da o kadar deşifre edebilirsiniz...

Tavsiye ederim biraz vakit ayırarak “TEK’İN SEYRİ” kitabını yeni baştan okuyun...

“Allâh”, “Rab”, “İlâh” gibi kelimeleri dışarıda değil, konu edilen varlığın derûnundan olarak algılamaya çalışın...

Ve öylece Kur’ân meâllerini okuyup, Nebi ve Rasûllere atfedilen olayları yorumlayın!..

Göreceksiniz ki, bugüne kadar bildiğiniz Kurân’dan bambaşka bir Kur’ân ile yüz yüze geleceksiniz... Ve o zaman belki, OKUMAYA başlayacaksınız!..

Özür dilerim aldım başımı yürüdüm ve sıktım sizleri...

Haydi şimdi siz bu konudaki fikirlerinizi açıklayın, utanmadan, çekinmeden, duygusallaşmadan... Teşekkür ederim...

Soru

− Üstadım, bezelye büyüklüğünde ve bir başka evren içindeki evreni, şuurumuzda ortaya çıkan bir “düşünce yumağına” benzetebilir miyiz?..

Üstad

− Eğer seni tatmin ediyorsa, evet!

Soru

− Çok kıymetli ipuçları verdiniz; biz ne kadar teşekkür etsek azdır!

− Peki algılamalarımız sırasında bizlerdeki bilgi eksikliğinden (ya da bilgiyi doğru yorumlayamamanın) getirdiği çelişkiler ile nasıl başa çıkacağız.

Üstad

− Sürekli bilenlerle konuşup tartışarak, onu özümseme yolunu seçerek... 

95 / 101

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!