Yâ Gavs. Kim benden gayrıyla meşgûl olursa, sahibi ateş olur kıyamette.

Yâ Gavs. Kurb ehli kurbiyetlerinden dolayı yakınırlar, buûd ehlinin uzaklıktan şikâyetleri gibi...

Yâ Gavs. Kimse benden uzak olamaz, ma’siyetiyle; kimse de tâatıyla kurb sahibi olamaz.

Yâ Gavs. Birisi benden kurb sahibi ise, o ancak ma’siyettedir. Zira, onlar acz ve nedâmet ehlidirler.

Yâ Gavs. Acz, nûr kaynağıdır; ucûb, kendini beğenmede kederlere mahaldir, zulmet kaynağıdır.

Yâ Gavs. Çok sıcak bir günde biri sana gelip su istese ve senin de o suya ihtiyacın olmasa ve buna rağmen de vermesen, sen cimrilerin en cimrisi olursun! Hâl böyle olunca, nasıl rahmetime mâni olayım?

Ben nefsime şehâdetle tescil ederim ki, kesinlikle ErhamurRahıymiyn’im!

Yâ Gavs. Ma’siyet ehli ma’siyetiyle perdelidir. Tâat ehli de tâatıyla perdelidir; ve ben onlardan kaçınırım. Bunlardan başka bir grup da vardır; ki onların ne tâatla alâkaları vardır, ne de ma’siyetle!

Yâ Gavs. Hatalı kullarımı fazl ve keremim ile müjdele; mucibini de adl ve öç almamla müjdele.

Yâ Gavs. Tâat ehli nimetlere tezellül ettiklerinden zikrederler; ve ma’siyet ehli de tezellül edip Rahıym’i zikrederler!

Yâ Gavs. Avamı halkettim, nûruma dayanamadılar, araya zulmet perdesini koydum, havâssı yarattım nûruma dayanamadılar, nûr perdelerini koydum.

Yâ Gavs. Ashabına söyle, onlardan kim bana vâsıl olmak isterse, benden gayrı her şeyden sıyrılıp çıksın!

Yâ Gavs. Dünya geçidinden çık ki, âhirete vâsıl olasın; âhiret geçidinden de çık ki, bana vâsıl olasın!

Yâ Gavs. Cisimlerden ve nefsinden çık; sonra kalplerden ve ruhlardan çık; sonra hüküm ve emirden çık; ki bana vâsıl olasın!

Dedim ki…

Yâ Rabbi, hangi namaz sana daha yakındır?

O namaz ki, içinde benden başkasının kalmadığı, kılanın içinde kaybolduğu!

Sonra sordum, dedim ki…

İndînde hangi oruç daha faziletlidir..?

O oruç ki, onda benden başkası kaybolup, benden gayrı kalmaz!

Sonra sordum…

Hangi fiiller indînde faziletlidir?

Benden gayrının kalmayıp, içinde cennet ve cehennemin bulunmadığı, yapanın kaybolduğu!

Hangi gülüş indînde faziletlidir?

Ağlamayarak tövbe edenlerin gülüşü…

Hangi tövbe indînde faziletlidir?

Mâsumların tövbesi!

Hangi ismet indînde daha faziletlidir?

Tövbekârların ismeti!

Sonra dedi ki…

Yâ Gavs-ı Â’zâm. İlim sahibi için yol yoktur, tâ ki indîndeki ilmi inkâr etmedikçe... Eğer ilmini terk etmezse, şeytanın lisanı olur!

Rabbim Teâlâ’yı gördüm ve sordum:

Yâ Rabbi… “Aşk”ın mânâsı nedir?

Yâ Gavs! Âşık ol bana! Âşık benim, aşk benim! Kalbini benden gayrından çevir ve fariğ kıl!

Yâ Gavs-ı Â’zâm. Aşkın zâhirine ârif olursan, aşktan fenâ bulmalısın! Zira, aşk HİCAPTIR! Âşık ile mâşuk arasındaki hicap!

Yâ Gavs! Tövbeyi istersen, önce nefsinden günahı çıkarmalısın... Sonra kalbinden hâtırasını çıkarmalısın!... İşte o zaman bana vâsıl olursun!.. Aksi hâlde müstehzilerden olursun!

Yâ Gavs! Haremime girmek istersen, ne mülke, ne melekûta, ne ceberûta iltifat et. Şüphesiz ki mülk âlimin, melekût ârifin, ceberût da vâkıfînin şeytanıdır! Kim bunlardan birine razı olursa, o, indîmde tard edilmişlerden olur!

Ve daha dedi ki…

Yâ Gavs. Mücahede, müşahede denizlerinden bir denizdir ve balıkları da vâkıflardır... Müşahede denizine girmeyi irade edene, mücahede gerekir... Zira, mücahede müşahedenin tohumudur!

Yâ Gavs. Kim mücahedeyi ihtiyâr ederse, ona müşahedem olur; istese de istemese de!

Yâ Gavs. Kim mücahededen mahrum ise, ona müşahedeye yol yoktur! Tâliplere, benim kendilerine lazım olduğum gibi, mücahede lazımdır!

Yâ Gavs. Kullarımın faziletlisi ve sevgilisi onlardır ki; evladı ve ana-babası olup da kalbi onlardan fâriğdir!.. Eğer, ana-babası ölse hiç hüzün çekmez! Evladı ölse yine kederlenmez!.. Kulum bu mertebeye ve menzile eriştiğinde, benim indîmde “ana-babasız ve evlatsız” “lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüven ehad” olur!

Yâ Gavs. Bana nazar etmek istiyorsan bir mahalde, gayrımdan fâriğ kalbi ihtiyâr et!

Sordum…

İlmin ilmi nedir?..

Dedi ki…

Yâ Gavs-ı Â’zâm. İlmin ilmi, ilimden cehildir!

Yâ Gavs. Kalbi mücahedeye meyleden kula ne mutlu... Vay hâline o kulun ki kalbi şehvetlere meyleder!

Rabbimi gördüm ve “mi’râc”tan sordum... Buyurdu ki:

Mi’râc, benden gayrı her şeyden urûc’tur!.. “Mi’râc”ın kemâli de, nazarının gayrına kaymaması ve isyan etmemesidir!

Yâ Gavs. “Mi’râc”ı olmayanın namazları yoktur benim indîmde... Ve o, namazdan mahrumdur!

3 / 84

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!