“Öyle bir zaman oldu geçti; geçti de, şimdi insan var oldu” gibi anlamak çok basit olur! Anlatılmak istenen esas anlam, bu değildir...

Siz, o insanın adının dahi anılmadığı “Dehr” içinde yer alabilirsiniz!

Dilemişse! “Sizsiz” bir hâlde!

“Dehr’e sövmeyin! Dehr, Allâh’tır!” diyor Rasûlullâh (aleyhisselâm).

Dehr - An - Sınırsız - Sonsuz - Zaman kavramsız An!

Kendindeki hangi isimler vasıtasıyla oluşacak mânâyı seyretmeyi dilediyse, bu irade edişi o şeyin olması demektir!

“Bir şeyi irade ettiğinde, O’nun hükmü, ona “Kün = Ol!”dan (olmasını istemesinden) ibarettir!.. (O şey kolaylıkla) olur.” (36.Yâsiyn: 82)

Yani, o şeyin olmasını düşünmesi, zaten o şeyin olması demektir!.. O şey düşünüldüğünde, zaten o şey olmuştur!.. Olmuş ve bitmiştir; olacaktır değil!

Allâh için, geçmiş ve gelecek gibi bir kavram söz konusu değildir!

Kendindeki hangi mânâyı oluşturmayı dilediyse, o mânâya uygun sûreti dilediği boyutta oluşturmuş ve o sûrette o mânâyı yaşamıştır...

Nerede?..

Ne içinde, ne dışında!..

O sûretin oluşması, dilenilen mânâyı yaşaması, o sûretin kendi mânâlarını ortaya koyması ile meydana gelmiştir. O mânâlar, ortaya koyabileceği mânâların ve şartların oluşmasıyla meydana gelmiştir. O sûretin o mânâyı yaşaması, onu oluşturacak ortam, şartlar ve olaylar neticesinde oluşmuştur.

Bütün bunlar, “ilminde” YARATILMIŞTIR!

Gerçekte, var olan tüm varlıklar, ancak ve sadece, ilim boyutunda ve “İSMEN” vardır.

Bunun dışındaki varlıkları ise, “yok”tan ve “hayal”den ibarettir!

İlim boyutunda varlarsa, bu da var kabul edilişleri itibarıyladır!

Yani, varlıkları emanettir! Konulan isimler dolayısıyla, onların Allâh dışında bir varlıkları varmış gibi kabul edilirler.

Oysa gerçekte sadece Allâh vardır!..

Kime göre?..

“Mardiye Nefs” bilincinde, “Velâyeti Kübrâ” ihsanına ermiş, “feth” sahibi zevâtın gözünden gören “O” olması durumuna göre!

İşte bu bakışta anlaşılmalıdır ki, var kabul ettiğin her şey O’nun ilminde yarattığı kendi Esmâ sûretinden başka bir şey değildir!.. “Şey”ler bağımsız bir “var”lığa sahip değildir.

Duyulara göre varsanılan her şey, ilim boyutunda değerlendirilmeye alındığı zaman fark edilir ki, o sadece bir “ilmî sûret”tir!

Bir Esmâ terkibi ile kayıtlı varlıklar söz konusudur evrendeki tüm boyutlarda ve katmanlarda.

Bu mânâların sûretleri ve sûretlerin oluşturduğu yapıların kaydından kurtulmuş, “Hiç”lik deryasında varlığını yitirmek suretiyle, “hiç” olmuş; böylece de “hep” durumundakilerdir “Nefs-i Sâfiye” durumundakiler!..

31 / 66

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!