Sayfayı Yazdır

Velâyet Türleri ve Mertebeleri

“Velâyet”; “Nefs”in hakikatini hissettikten sonra, takdir edilen ölçüde ve dilenilen şekilde gereğini yaşama hâlidir! Allâh isimleri arasında “VELİYY” isminin anlamının, kişinin Esmâ (isimler) formülünde ağırlık kazanmasının sonucudur.

Varlıkta asâleten var olan ve ebediyen sürecek olan kemâlât “velâyet”tir. “Nübüvvet” ise “velî”ler içinde üst sınıfı teşkil eder. Cennet yaşamında “nübüvvet” görevi yoktur; onların her biri “velâyet” kemâlâtının en yüksek hâlleriyle yaşamlarına devam ederler.

Velâyet’in iki yönü vardır:

A. Velâyeti ilâhîyei Muhammediyei küllîyei Bâtına (Hz. Rasûlullâh'ta açığa çıkan)

B. Velâyeti Zâhire.

Velâyeti Zâhire iki kola ayrılır:

1. Velâyeti Âmme

2. Velâyeti Hassa

Velâyeti Âmme iki aşamada tamamlanır:

a. Âdem Nebi’den Efendimiz’e kadar gelen Enbiyâ’nın velâyeti bu sınıfa girer.

b. Ehli Tevhid velâyeti (Efendimizden sonra, şeriata -itikadî ve fiilî olarak- hakkıyla tâbi olanlar arasından çıkan zâtlarda açığa çıkan velâyet)

Velâyeti Hassa iki sınıfa ayrılır:

a. Velâyeti Hassai Küllîyei Muhammediye (Nübüvveti Târifiye kemâlâtından hisse almış olan Rüesa’nın sahip oldukları velâyet)... Tenezzül yollu açığa çıkan...

b. Seyri sülûkta Havâssı Mümin Velâyeti (tasavvuf yoluyla çalışmalar yaparak oluşan kemâlât sonucu hâsıl olan velâyet)... Urûc yollu oluşan...

Velâyet asıldır, daimîdir; hükmü sonsuza dek geçerlidir!

Velâyet kemâlâtı 17 mertebedir. Bunları sıralamak gerekirse...

Velâyeti Hassa:

1. Velâyeti Suğra; Evliya’nın velâyetidir. İlmi, ilmi Bâtın’dır. Fenâfillâh sonucudur.

2. Velâyeti Kübrâ; Enbiyâ’nın velâyetidir. İlmi, Bâtın’dır. Bakâbillâh sonucudur.

3. Velâyeti Uzmâ;Müferridûn, Gavs, Müceddid ve İnsan-ı Kâmil velâyetidir; Nübüvveti Târifiye kemâlâtının vârisleridir; ilimleri, ilmi Ledünn’dür. Refikleri, Refik-i Â’lâ olan Mele-i Â’lâdır.

4. Velâyeti Ulyâ;Mele-i Â’lâ velâyetidir; İnsan-ı Kâmil buna dâhildir. Melekûtun varlık âlemindeki tedbiratı bunlar tarafındandır.

Kemâlâtı Enbiyâ:

5. Kemâlâtı Daire-i Nübüvvet; Lâ mevcûda illAllâh hakikati.

6. Kemâlâtı Daire-i Risâlet; Zâtın tecelli-i daimîsinden letâifi aşere.

7. Kemâlâtı Daire-i Ulûl Azm

Hakayıkı selâsei ilâhî (Üç hakikati ilâhî); Velâyeti Suğra aşağıdaki üç kemâlâtın tamamlanması sonucu oluşur. Tecelli-i Esmâ mertebesidir.

8. Hakikat-i Kâbe

9. Hakikat-i Kur’ân

10. Hakikat-i Salât

11. Seyri kademi memnu: Mabûdiyeti Sırfı Zâtî;Ruh-u Â’zâm, Kelime-i Tevhid’in hakikati.

Bundan daha üstü ise Hakayıklar yani “Hakikatlerin yaşanması” mertebeleridir. Öncekiler ise “Kemâlâtların yaşanması” mertebesi idi. Bundan sonrası Velâyeti Kübrâ mertebesidir.

Hakayıkı erbaai Enbiyâ (Dört hakikati Enbiyâ); Velâyeti Kübrâ’da hasıl olan bazı kemâlâttır. Teceli-i Sıfat mertebesidir. Bunlardan biri ile müşerref olur muradı ilâhî gereğince.

12. Hakayıkı Daire-i İbrahimîye;Hanîfiyet.

13. Hakayıkı Daire-i Musevîye;Sıfatîyyun, Furkan, Nefsîyyun. On ikiler ve Kırklardır.

14. Hakayıkı Daire-i Muhammediye;Zâtîyyun, Kur’ân, Ulûhiyet. Gavs ve Aktab'dır, Müferridûn'dur. Tecelli-i Zâtî Daimî sonucudur.

15. Hakayıkı Daire-i Ahmedîye;Vâhidiyet. İnsan-ı Kâmil'dir. Tecelli-i Zâtî Daimî sonucudur.

Tecelli-i Zât sonucu oluşan kemâlât ise iki türdür:

16. Lâ taayyün; Â’mâ.

17. Hubbu Sırfı Zâtî;Ahadiyet.

Biline ki...

Velâyet asıldır, daimîdir; hükmü sonsuza dek geçerlidir!

Nübüvvet ise geçicidir; dünya hayatı ile sınırlıdır; velâyet ile kaîmdir!

Nübüvvet bir görevdir; velâyet ise yaşanılan bir kemâl, bir hâl, bir mertebedir... Her Nebi, velî olması yani varlığındaki velâyet kemâlâtı sebebiyle Nebi olmuş, Nübüvvet görevini yüklenmiştir.

Her Nebi, velîdir; kıyametten sonra, cennette, velâyet kemâlâtının mertebesini yaşar. Nübüvveti ise son bulur!

Velâyet, “El VELİYY” ismiyle işaret edilen kemâlâtları anlatır. “Velî” bu kemâlâtlardan biriyle müşerref olmuş zâttır. Nebi de, Velî de, Rasûl de “Velâyet” kapsamı içindedir.

Her velî ise Nebi değildir!

“Rasûl”lük ise “Nübüvvet”ten ayrı bir özelliktir!

Gavs’ın Dünya’nın idaresi ile görevli yardımcısı; Kutb-ul Aktab’dır.

 

NÜBÜVVET TÜRLERİ

 “Nübüvvet”, “Allâh” ilminin açığa çıkarak “Sünnetullâh” esasları hakkında insanları bilgilendirme ve korunmalarını teklif etme işlevidir.

Nübüvvet’in iki yönü vardır:

A. Nübüvveti Zâhir

B. Nübüvveti Bâtın

Nübüvveti Zâhir ikiye ayrılır:

1. Nübüvveti Teşrîye; Şeriat getiren nübüvvet. İkiye ayrılır:

a. Şeriatı müceddede nübüvveti; eski şeriatı yenileyen görev. İki aşamalıdır:

*Nübüvveti mutlaka-i küllîye-i âmme (Âdem’den Efendimize olan nübüvvet)

* Nübüvveti mukide-i cüzzîye-i hassa(Efendimizin nübüvveti)

b. Şeriatı hassa nübüvveti; yeni şeriat getiren görev.

2. Nübüvveti Târifiye; İrfan getiren nübüvvet - Hızır a.s. ve bu gibi kendini tanıtmayan bir kısım zevât.

Nübüvveti Bâtın da ikiye ayrılır:

1. Velâyeti cihetiyle ilmi Hakk’tan alanlar; İlmi Bâtın.

2. Keşfi rabbanî ile âlemi gaybtan alanlar; İlmi Ledünn... Hızır a.s. gibi Rüesa’nın ilmi.

Evet, “velâyet” ve “nübüvvet” hakkındaki bu kısa bilgiden sonra tekrar kaldığımız yerden konumuza devam edelim...

 

AHMED HULÛSİ

1995

 

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Yazıyı İndirebilirsiniz!