3 – “Yaptığından soru sorulmaz! Onlar sorgulanır (yaptıklarının sonucu yaşatılır)!” (21.Enbiyâ’: 23)

4 – “Hâlbuki sizi de yaptıklarınızı da Allâh yaratmıştır!” (37.Sâffât: 96)

5 – “Arzda (bedeninizde dış dünyanızda) ve nefslerinizde (iç dünyanızda) size isâbet eden hiçbir musîbet yoktur ki, bizim onu yaratmamızdan önce, bir kitapta (ilim boyutunda oluşmuş) olmasın! Muhakkak ki bu Allâh üzerine çok kolaydır! (Bunu bildiriyoruz) ki elinizden kaçana üzülmeyesiniz ve size verdiği ile de sevinip şımarmayasınız! Allâh çok övünen kibirli hiçbir kimseyi sevmez!” (57.Hadiyd: 22-23)

6 – “Hareket eden hiçbir canlı yoktur ki onun ‘B’nasiyesinde (alnında-beyninde var olarak/beyninden) tutmuş olmasın (Fâtır’ın beyni programlaması)...” (11.Hûd: 56)

7 – “De ki: ‘Herkes yaratılış programı (fıtratı şâkılesi) doğrultusunda fiiller ortaya koyar!’” (17.İsra’: 84)

8 – “‘Allâh’ de, sonra bırak onları daldıklarında oynayıp dursunlar!” (6.En’am: 91)

9 – “Muhakkak ki biz her şeyi kaderiyle (yazılı-programlanmış) yarattık!” (54.Kamer: 49)

Kur’ân-ı Kerîm’de bu konuda, bu anlamda daha pek çok âyeti kerîme olmasına rağmen, aklı olana bu kadarı yeter, anlayışsızlığın devası yoktur diyerek, şimdi de SAHİHİ MÜSLİM isimli hadis kitabının “Kader” bahsinde bize nakletmiş olduğu Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem)’in açıklamalarına idraklarımızı yöneltelim:

 

Ebu’l-Esved ed-Dieliyy şöyle dedi:

İmran ibn Husayn (radıyallâhu anh) bir gün bana şöyle sordu:

– İnsanların yapmakta oldukları ve emek çekip didindikleri şeye ne dersin?.. Kendilerine hüküm olunan ve sebkât etmiş bulunan kaderden, kendilerine gelip geçen bir şey midir?.. Yahut Nebi ve Rasûllerinin getirdiği şeylerden olup da kendilerini karşılayacak ve aleyhlerine delil sâbit oluveren şeylerden midir?..

– Hayır!.. (karşılaşacakları tesadüfi işler değil) Lâkin, geçmişte kendilerine yazılan ve kendilerine gelip çatan bir şeydir!.. dedim.

Bunun üzerine İmran bin Husayn sordu:

– Öyle ise bu insanlara ZULÜM olmuyor mu?..

Bu sözden şiddetle korktum ve şöyle dedim:

– Her şey, Allâh’ın mahlûkudur ve elinin mülküdür!..

– “Yaptığından soru sorulmaz! Onlar sorgulanır (yaptıklarının sonucu yaşatılır)!” (21.Enbiyâ’: 23)

– Allâh sana merhamet buyursun!.. Ben sana sorduğum şeylerle ancak senin aklını imtihan etmek istedim.

***

Müzeyn kabilesinden iki kişi Rasûlullâh’ın yanına geldiler ve şöyle sordular:

– Yâ Rasûlullâh!.. İnsanların bugün yapmakta oldukları ve emek çekip didine geldikleri şeye ne buyurursun?.. Bu üzerlerine hüküm edilen ve önceden yazılan bir kaderden olarak, kendilerine isâbet eden bir şey midir?.. Yahut, Nebi ve Rasûllerin getirdiği ve üzerlerine hüccet sâbit olan şeylerden olarak, kendilerinin karşılayacakları şeyler içinde midir?..

Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:

– Hayır!.. Bu ikinci şekil değil!.. ÜZERLERİNE HÜKÜM OLUNAN VE KENDİLERİNE GELEN BİR ŞEYDİR (kaderdir). Aziyz ve Celiyl olan Allâh’ın kitabında bunun tasdiki şu âyettir:

“Nefse (bilince) ve onu düzenleyene; Sonra da ona (bilince) hem fücurunu (Hak’tan ve Sistemden sapmayı) ve hem de takvasını (korunmasını) ilham edene ki...” (91.Şems: 7-8)

***

67 / 109

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!