Zaten daha dar kapsamlı olarak, insan ve cinlerin dahi kulluk etmek için yaratılmış olduklarına da şu âyet işaret etmektedir:

BEN CİNİ VE İNSİ YALNIZCA (Esmâ özelliklerimi açığa çıkarmak suretiyle) KULLUK ETMELERİ İÇİN YARATTIM!(51.Zâriyat: 56)

Kulluğu yerine getirmeleri için yaratılmış olanların; o gayeye yönelik olarak yaratılmış olanların, bu kulluğu ifa etmemeleri acaba mümkün olabilir mi?.

Hele bir de “FÂTIR”ı hatırlarsak!..

“ALLÂH”ın, kendisini “FÂTIR’es semâvâti vel arz” diye tanımlayışını hatırlarsak...

Yani, neyi gerçekleştirmek istiyorsa, o gayeye uygun yapısal özellik vererek, yarattıklarını forme eden anlamına “FÂTIR” oluşunu; ve böylece göktekileri ve yerdekileri yaratmış olduğunu kavrayabilirsek...

Üstüne üstlük...

RABBİN, SADECE O’NA KULLUK ETMENİZİ HÜKMETTİ…(17.İsra’: 23)

“HÜKMÜ” mevcut iken!..

Peki bu takdirde, buradaki olayı nasıl değerlendireceğiz?.. Ne anlayacağız?.. Nasıl anlayacağız?…

Elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce açıklamaya çalışalım...

“ALLÂH”, “âlemlerin Rabbi” olduğu için; isimlerinin işaret ettiği özelliklerin seyrini murat etmiş ve bu isimlerin mânâlarına dayanan yaratışını “Esmâ terkipleri” hâlinde ortaya çıkartmıştır...

Yaratılmışların varlıklarını bu isimlerin mânâları oluşturduğu için, onların bunun dışında kendilerine özgün vücudları ve varlıkları yoktur!.. İş bu sebeple de, bu mânâlara dayalı varlıklarıyla, her an bu mânâların gereğini ortaya koymak suretiyle “GERÇEK anlamda ve MUTLAK yönden KULLUKLARINI” ifa etmektedirler...

Şayet basîretle dikkat edilirse, yukarıdaki âyetler tümüyle bir araya gelince, bu mânâ apaçık bir şekilde ortaya çıkmaktadır...

Böylesine geniş kapsamlı ve tüm var olmuşları içine alan mânâları ihtiva eden âyetlerin anlamının; son derece dar sahada, “namaz kılan kişinin Rabbine kulluk itirafında bulunması ve ondan yardım istemesi” şeklinde anlaşılması, Kur’ân-ı Kerîm’in, “evrensel sistemi açıklayan KİTAP” oluşuna uygun düşmemektedir, müşahedemize göre...

Peki bu âyette, diğerlerinin anladığı gibi, “bizim kulluk itirafımız ve yardım dilememiz” anlamı da yok mudur? Böyle anlayanlar yanlış mı anlamışlar?

Yanlış değil, yetersiz ve derinliksiz olarak; dolayısıyla da çok kısıtlı bir ölçüde anlamışlardır!

Açıklamaya çalıştığımız kapsamlı ana mânâ içinde, çok dar kapsamlı bir anlayışla, o mânâ da mevcuttur elbette!..

Evet, “kulluk eder ve bunun devamı için de senden inayet isteriz” mânâsı da vardır bu âyette… Ancak, her an ve her nefeste gibi anlaşılmak zorunluluğu ile beraber!..

Bu arada şu soru akla gelebilir...

Bütün varlıklar yaratılış gayelerine hizmet eder bir biçimde yaşam sürerek “kulluk” ediyorlarsa; bu durumda bizim “ibadet”lerimizin anlamı ne?..

Neden ibadet edelim?..

Biz Allâh’a tapmak için namaz kılmıyor muyuz?..

Allâh’a tapınılmaz mı?..

İbadet ederek cennete hak kazanmıyor muyuz?..

İbadet etmedikleri için cehenneme gitmiyorlar mı?..

Önce “kulluk” kavramının iki anlamına işaret edelim…

27 / 57

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!