Gerçekte isteyen tek varlık, yani MÜRİYD ALLÂH’tır! İRADE sadece ALLÂH’ındır. Ve, O, murat ettiğini OL hükmüyle meydana getirir.

İşte bu gerçeğe işaret sadedinde denir ki;

“Kaldır kendini aradan, ortaya çıksın Yaradan.”

Kendini aradan çıkartırsan, kaldırırsan; yani “Allâh’tan ayrı bir varlık olarak varım” varsayımından, zannından kurtulursan; varlıkta mutlak MÜRİYD yani İRADE EDEN ve RAB olan ALLÂH dışında bir şey mevcut olmadığını açık seçik fark edersin.

HÂLBUKİ SİZİ DE YAPTIKLARINIZI DA ALLÂH YARATMIŞTIR! (37.Sâffât: 96)

ALLÂH “yaratmıştır” kelimesiyle işaret edilen mânâyı biraz evvel izah etmiştik. Yani, varlıkların yaradılışı demek, “İLİM” boyutunda Esmâ mânâlarının takdiri, hükmüdür!

Varlıkların meydana gelişiyle, bu varlıkların meydana gelişinin tabii sonuçları olarak onların fiilleri meydana gelir...

Daha açık bir ifadeyle anlatmaya çalışalım...

Fiiller, belli bir mânânın dışarıdan algılanan şeklidir!

Belli bir mânânın varoluşunun doğal sonucu ve algılanış şekli, fiildir! Yani her fiil, gerçeğiyle mânâdır!..

Dikkat ediniz, “mânâ ihtiva eder” demiyorum!.. Birimin algılama şekline göre, “mânâ ifade ederdir, bunun anlamı, ama ben bunu demiyorum!

Fiil, mânâdır; mânânın ta kendisidir!

O “mânâ”, algılama aracına bağlı olarak “fiil” şeklinde değerlendirilir!

İşte burayı çok iyi anlamak lazım... Çünkü, çok ince bir sırdır bu ve konunun önemli “püf” noktalarından bir tanesi de burasıdır!

Esas var olan mânâdır!..

Mânânın, fiil şeklinde algılanışı, algılama aracı dolayısıyladır!

Eğer şu açıklamaya çalıştığım cümleyi anlamazsak, kesinlikle “ALLÂH vardır ve O’nunla beraber hiçbir şey yoktur cümlesinin mânâsını da anlayamayız!.. Lafını eder, ezberler, kelimeleri tekrarlarız, ama mânâsını kavramamız asla mümkün olmaz!

Efâl boyutu denen; algılama araçları ile var görünen; var kabul edilen; var sayılan; tüm fiiller, orijinde mânâ olarak mevcuttur ve “fiiller boyutu” denen “kesret âlemi” için, bu sebeple denmiştir ki;

“HER ŞEY HAYALDEN İBARETTİR; ÂLEMLERİN ASLI HAYALDİR.”

Çünkü kesret yani çokluk kavramı içine giren her şey, Allâh isimlerinin anlamlarından başka bir şey değildir!..

Eğer, siz henüz şuur boyutunda yaşayabilme; benliksiz bir biçimde, varlığın Tekliğini seyredebilme özelliğine sahip değilseniz; sizin için çokluk âlemi mevcuttur! Ve siz kesret âleminin kurallarına göre yaşarsınız!.. Ve bu yaşamınızın doğal sonucu olarak, bütün beşerî değerler, kavramlar geçerlidir.

Ayrıca sanmayınız ki; bu bahsedilen âlemleri yaşadığınız zaman, şu içinde bulunulan âlem ortadan kalkar; hayır!..

Her boyut kendi algılayıcısıyla varlığını sürdürür ve;

“ALLÂH, ÂDEM’İ KENDİ SÛRETİ ÜZERE MEYDANA GETİRDİ, YARATTI…”

Anlamındaki Rasûlullâh uyarısı gereğince de, İnsan ismi altında, Zât boyutu, Sıfat, Esmâ boyutu ve Efâl boyutu mevcuttur.

Bu yüzdendir ki; Zât boyutunun, erdiyseniz hakkını verirsiniz; Sıfat ve Esmâ boyutunun, erdiyseniz hakkını verirsiniz; Efâl boyutunun da ayrıca hakkını vermek zorundasınız!.. Çünkü bu dört boyut da sizin varlığınızda mevcuttur!

Şu an’a kadar anlattığımız hususlarda, Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın açıklamaları ve Kur’ân-ı Kerîm’de işaret edilen gerçeklerden anlayabildiğimiz kadarıyla, Allâh’ın kazası ve takdiri ile; Allâh’ın varlığı meydana getirişi ve bu konudaki takdiri üzerinde durduk.

Şayet buraya kadar anlattıklarımızı yeterince açıklayabildiysek, bundan sonrasını da son derece rahatlıkla anlayıp çözebiliriz.

Ancak bu bölümü anlamadıysak, “ALLÂH” isminin mânâsını şayet kavrayamadıysak; bu mânâ bize açılmadıysa; muhakkak ki herkesin anladığı mânâda “bireysel kader” konusunda birtakım sorularımız olacak ve “Ben burayı bir türlü anlayamıyorum” diyeceğiz.

59 / 98

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!