“Nokta”, “Ahad”dır!..

Kur’ân, Besmele’nin “B”si ile “B”nin altındaki Nokta’dan başlar.

“B”deki Nokta’nın uzamışı “Elif”tir!.. Elif’i yayıp uzatmışlar...

Nereden?..

Nokta’dan!

Bir çizgi çizmek istediğiniz zaman nokta ile başlarsınız. Önce, nokta oluşur, sonra noktayı uzatırsınız, noktalar sıralanır ve çizgi meydana gelir. Yatık bir çizgi ve onun kaynağı olan nokta...

Besmele’nin başı “B” harfi!.. Nokta hep nokta! Hiç açılıp saçılmamış! Harfler ise Elif’in uzayıp çeşitli şekillere bürünmesiyle oluşmuş! Ve de her bir harf “nokta”ların bir araya gelmesiye meydana gelmiş. Öyle sık bir araya gelmiş ki noktalar, biz noktaları hiç fark etmeyip, harfler varsanıyoruz!

“Ben Ba’nın altındaki noktayım” diyen, Hz. Âli kerremAllâhu veche...

(Hem “hiç”im, hem “hep”im, hem de “Elif”im mi demek istiyor bunu diyen acaba?)

Kurân’ın son sûresi olan “Nâs”...

“Nâs”... Yani, “Nâs=İnsanlar”...

“Siyn” harfi de “İnsan”a tekabül eder. YâSiyn’deki;

“Yâ Siyn”, “Ey İnsan” anlamındadır.

Öyle veya böyle, mühim olan, Nokta’dan insan’a ulaşan bir yarım daire ve insanın bilinç boyutundaki seyahati ile ulaşılan tekrar O Nokta!..

Gerçek mânâda Allâh’a vuslat, Allâh’a vâsıl olmak, Allâh’a ermek; insanda oluşan “Nokta ilmi” ile mümkündür!

İnsanda oluşan Nokta ilmi, “Nâs”ı ortadan kaldırır mı, kaldırmaz mı?..

“Nâs”, varlığı ve gerçeği itibarıyla, bağımsız olarak “var” değil ki, varlığı ortadan kalksın da “yok” olsun!

Seyretmeyi dilediği mânâları yarattı dedik...

Bu mânâları insanlara işaret, alâmet olsun diye özetle “99” olarak ifade etti. Nasıl ki beynin sınırsız-sonsuz gibi görünen özelliklerine bir numune olsun diye beş duyu meydana gelmişse; Ahad’ın ihâta ettiği sayısız mânâlara bir numune olsun diye de 99 isimden söz edilmiştir...

Sınırsız-sonsuz varlıktaki mânâlar da elbette sınırsız ve sonsuzdur!

Böylesine sınırsızlık ve sonsuzluk söz konusu iken; beş duyu ile kayıtlı bir bedende oluşan anlık, yerel arzu, istek ve zevkler için kendini ebediyen beden ya da bilinç kozasına mahkûm etmeye değer mi?..

“Değer!” diyen için, elbette değer... Ama siz, “değer” diyenlerden olmamaya bakın!.. Elbette, olmamak dilenilmişse!..

“Ey insanoğlu! Seni ben kendim için var etmişken, sen nelerle meşgûl oluyorsun, nelerle vaktini geçiriyorsun?..”

Bu hitap kime?..

Elbette bu hitap, hitaba muhatap olacak bir kabiliyet ve istidatla yaratılmış olana, o mânâ kendinde mevcut olana... Zira:

“…İşte bunlar en’am (evcil hayvanlar) gibidirler; belki daha da şaşkın!” (7.A’raf: 179)

33 / 66

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!