Şimdilik bu konuda sadece şu kadarını ekleyebilirim... Şu an ki yaşamda, varlığın aslı, nasıl data/wave/bilgi boyutu ise, buna rağmen, biz madde algısıyla yaşıyorsak; bundan sonraki tüm yaşam evrelerinde de gene aynı hissediş ve kabul devam edecektir hemen hemen genelimiz için... Tasavvufî deyimiyle, yaşarken perdesi kalkmışların algıladıkları boyutsallık ise elbette ki bu anlattığımızdan farklıdır ki; onu da ancak yaşayan bilir. Tarifi, anlatılması mümkün değildir.

Biline ki...

Bu nesil “ALTIN ÇAĞ” neslidir. Kur’ân-ı Kerîm bilimsellikle de tasdik edilmiştir. Olay farklı isimlerle tanımlansa da!

Rasûlullâh Hakk’tır; tüm bildirdikleri evrensel gerçekliklerdir.

Ölümle birlikte yaşanacak olan sorgulama mekanizması; kâbir yaşamının cennet veya cehennem yaşamı hissiyatı içinde devam etmesi; mahşer süreci ve bu süreçte yaşanacakları bildirilenler; nihayet kişilerin cehennem veya cennet olarak bildirilen boyutlarda yaşaması hakkındaki Kur’ân-ı Kerîm ve Rasûlullâh (sav) açıklamaları Hakk’tır gerçektir.

Ancak bunların hepsinin nasıl olacağına dair açıklama ve yorumlarımız da mevcuttur[1].

Kur’ân-ı Kerîm baştan sona Hakk’ı bildirmektedir!

“OKU”yabilene!..

 

NOT: “BEN”liğinizi kurban ettiremediyse bu bilgiler; bir bayram daha kurbansız geçti; bilgi ile sanki “hac” yapıldı TEK’e erildi, velâkin, “benlik” kurban (ve nahr) gerçekleşmedi; demektir! 1434 Hac Bayramınız Mübarek olsun.

 

 

AHMED HULÛSİ

11 Ekim 2013

Raleigh, NC, USA



[1] Bu konun detaylarını “İnsan ve Sırları” isimli kitaptan okuyabilirsiniz ahmedhulusi.org sitesinde. 

26 / 26

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!