“O” ve “Ben”

Bir büyük beden… Ama, bugüne kadar gördüğümüzden hayli farklı!

Boyu eni hayal edilemeyecek kadar büyük!

Bize göre, sonsuz!..

Bir azametli beden! Düşünemeyeceğimiz kadar derinlikli!..

Bize göre, sınırsız!..

Sanki onun başı var, milyonlarca; kolları var, milyarlarca; ayakları var yüz milyarlarca!..

Bedeninin organları, milyarla galaksiler!..

Organların hücreleri, yüz milyarlarca yıldızlar!..

Hücrelerdeki dizinler, yıldız sistemleri!..

O bedenin, bir de ruhu var; tıpkı bizim ruhumuz gibi!..

O bedenin, şuuru var; tıpkı bizim şuurumuz gibi!..

O bedenin, “ben”i var; tıpkı bizim “nefs=ben”imiz gibi!..

O bedenin “ben”inde bilinç var, kendi varlığına ve boyutsal sonsuzluğundaki hiçliğe! Tıpkı, derûnumuzdaki hiçliğimize olduğu gibi!..

O, sonsuz, sınırsız; adı “evren”! Oysa, yaratılmışın rölatif kavramı sonsuzluk, sınırsızlık!..

“Ben” sonsuz, ebedî; adım “insan”!

“O”, mahlûk, yaratılmış; “RUH” adıyla isimlenmiş!..

“Ben”, mahlûk, yaratılmış; “insan” adıyla isimlenmiş…

O’nun organları yenileniyor, bedeni yenileniyor; süper novalar patlayıp, yerlerine yenileri oluşuyor!.. Sonsuz…

Benim organlarım yenileniyor, bedenim yenileniyor; hücrelerim patlayıp ölüyor, yerlerine yenileri oluşuyor!..

O’nun bedeninin ruhu var, bedenini ayakta tutan! RUHunun şuuru var sistemini organize eden!..

Benim bedenimin genleri var, bedenimi organize edip ruhumu açığa çıkaran!..

Ben yolculuk yapıyorum, O’nda… O’na… O’nunla!..

O seyrediyor bende; beni, benimle!..

Urûc ediyorum semâma!..

“Kalb”ime, “RUH”uma, “sır”rıma, “hafî”me; “ahfâ”da!

Hiç oluyor insan; Hep oluyor O!.. Seyredilen ve Seyreden!..

“Kalb”imle düşünüyor, “nefs”im!..

“RUH”umla Esmâyı seyrediyor…

“Sır”rımla müsemmayı görüyorum…

“Hafî”de yalnızca “ben” varım diyor!.. Hitabı işitense, “Kendisi”!..

“Ahfâ”da… Hişşşt! Dur ve sus orada!

O evren!.. O, âlemler!.. O, “RUH” adlı melek!

O’nun da “Nefs”i var…

O’nun da “Kalb”i var!..

O’nun da “RUH”u var!..

O’nun da “Sır”rı var!..

O’nun da “Hafî”si var!..

Ve “Ahfâ”sıyla; NOKTA!

NOKTA, evren!.. Evrende nokta, ben!

Nokta, mahlûk; nokta yaratılmış!..

Noktada bir hiç olan ben; fakîr, garîb, âciz, muhtaç!..

Nokta, Yaratan’ı tespih etmede; milyarlarca organı, yüz milyarlarca diliyle… 

10 / 67

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!