Ancak ne var ki sonuçta, sana karşı çıkarak kendi varlığını ve YERLEŞİK kişiliğini devam ettirme fikri, onda doğal savunma mekanizmasını harekete geçirir. Hatta birçok zaman, aceleyle söylenene karşı çıkarken, zekâsını da yeterince çalıştırıp mantığı devreye sokmaz bile!

İşte bu durumda mantıksız söylemlerle savunma kalkanı kalkar ve hatta bazen sözle saldırı silahını bile kullanır kendi kişiliğini korumak amacıyla…

Alt bilincin, “kişinin şeytanı” olması da şu yöndendir…

Beyin veritabanındaki yerleşik bilgiler; ya genetik kanaldan ya da çevreden, şartlanma yollu, sorgulanmadan ve hatta farkında bile olunmadan yerleşmiş verilerdir.

Kişi, bunlara ters düşen bir gerçek ile karşılaştığı zaman, önce ilk reaksiyon olarak onu reddeder. Çünkü zekâsı, korunma ve elindekileri koruma dürtüsü doğrultusunda, onu reddetmeyi gerektirecek şekilde çalışır. Sisteme dayalı gerçeklere göre değil, kendi veritabanına göre geleni değerlendirir zekâ!

Bunun sonucunda da, gelen veri sorgulanmadan, akıl ile yaşam gerçeklerine göre ölçümlenmeden hemen red oluşur.

Bu durumda kişi, içinde yetiştiği ortamın yaşam tarzına veya kendisini şartlandıran toplumun değerlerine ters düşen bir fikir ile karşılaştığı zaman, o fikir kendisine çok büyük manevî kazançlar sağlayacak olsa bile, kendindekileri koruma amacıyla konuya karşı çıkar! Böylece de o gerçekten mahrum kalır... Yani, kişinin şeytanı devreye girmiş, onu, o güzellikten mahrum etmiştir.

Alt bilinç, veritabanı itibarıyla, akıl tarafından kontrol edilemiyorsa; kişi, yaşamını mutlaka kendisini güden bu veritabanı doğrultusunda yönlendirecektir.

Bu yüzden de Rasûller ve Nebiler genelde red görmüşlerdir! Çünkü onlar evrensel gerçekler doğrultusunda insanları uyarmışlar; onların bu gerçeklere göre yaşamlarına yön vermelerini tavsiye etmişlerdir.

Buna karşın, annesine itiraz eden kızın ya da Rasûle itiraz eden kişinin bu itirazı, kişisel çıkarını korumak isteyen alt bilinç tarafından oluşturulmuştur.

“Şeytanımı müslüman ettim” ifadesinin anlamı, Alt bilincimi, evrensel gerçekler doğrultusunda kontrol altına aldımdır!

Kişinin çektiği tüm manevî azap ve ızdırablar, pişmanlıklar; hep alt bilincin dürtüsü doğrultusunda ortaya konan davranışlar sonucudur.

İmanın taklidi olmaz; fakat İslâm Dini’nin gereği olarak teklif edilen fiillerin takliden yapılması mümkündür.

Aklı olmayanın imanı olmaz!

İman; üst bilincin, evrensel gerçekleri mantıksal bütünlük içinde değerlendirmesi ile Sistem ve düzenin Yaratıcısını kabullenmektir!

Rasûl; bu evrensel gerçeği özünde ve üst bilincinde fark edip; özünden gelen hakikat doğrultusunda insanları uyarandır!

“Tanrı”yı ötede, galaksinin bir köşesinde kabul eden Göktürk anlayışının uzantıları; melekleri de onun yanından Dünya’ya gönderilmiş obje veya nesne olarak tahayyül ettiler!

“ALLÂH Adıyla İşaret Edilen”in tek evrensel gerçeğin Yaratanı olduğunu fark edenler ise, O’nun KUDRETİNİN BÖLÜNMEZLİĞİ dolayısıyla, “RUH” adlı meleğin, tüm yaratılmışların hakikatini oluşturduğunu kavrayarak; bunun da ötesinde, Cebrâil’in uzayda bir yerden gelmediğini idrak ettiler!

“Azrâil” ismiyle işaret edilen kuvvenin, tüm yaratılmışların varlığındaki bir melekî katman(?) -veya boyut- olduğunu ise pek çokları anlamadan geçip gitti!

Alt bilinç tarafından üretilen fikirlerin, beyinde belirli hayal sûretleri oluşturularak üst bilinç tarafından değerlendirildiğini; bu yüzden, insanın, varoluşundan ebede kadar, hep hayal içinde yaşayacağı gerçeğini ise pek az insan fark etti!

Sonuçta…

Kimi, alt bilincin çıkarları doğrultusunda ömür tüketirken, bazıları da buna ek olarak imanın lafıyla kendini avutarak yaşayıp; bu dünyadan zeki bir birim olarak çekip gitti!

Kimi de, üst bilincini kullanarak “iman”ı değerlendirip, o gerçeklere göre yaşamını düzenleyerek gerekenleri yapıp dünyasını değişti.

Sistemde, mazerete yer yoktur!

Sistemde, telâfi etmek yoktur!

Sistemde, aklı olmayana, dışarıdan “akıl” vermek mümkün değildir!

Sistem ve düzen içinde, pek çokları “insan” etiketi altında yaşadı ve geçti; ardlarından, “Sürüden birini daha kestiler ötekilere yem olsun diye dediler!

 

 24.6.1999

31 / 67

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!