Açıklaması:

ALLÂH SİZİ BİR NEBAT BİTİRİR GİBİ ARZDAN BİTİRDİ yani ceddiniz ve yeryüzünde görülmüş ilk insan olan ÂDEM’i topraktan halketti; bedenin cüzlerini aslı toprak olan mineral ve su karışımı bir yapıdan meydana getirdi...

SONRA SİZİ ORAYA İADE EDECEK; yani sizin bedenle ilişkinizi keserek madde kaydından kurtaracak ve bedeninizi aslı olan toprağa dönüştürecek... Bu arada da siz bilinçli bir varlık olarak yaşamınıza berzahta devam edeceksiniz... VE SİZİ BİR ÇIKARIŞLA ÇIKARACAK yani hesap günü, yapılanların kesin sonuçlarıyla karşılaşma günü gelip çattığında, sizi bu defa yeni bir çıkışla yani eskisi gibi küçükten maddeye bürünüp de tâ büyüyene kadar bir devre geçirmeden, mezara konulmuş olduğunuz andaki sûretinizle, o ortama göre yeni bedeninizi halkedip, YENİ bir şekilde ortaya çıkartacaktır...

ALLÂH, ARZI SİZİN İÇİN BİR SERGİ KILDI, yani maddi yapınızla üzerinde yaşayabileceğiniz bir şekilde var etmiştir...

ONDAN GENİŞ YOLLAR EDİNİP YÜRÜYESİNİZ DİYE; yani, tâ ki Dünya’nın istenen yerinde dilediğiniz gibi gezip istediğiniz yerde yaşayasınız diye...

Burada bir de daha öte bir mânâsı üzerinde duralım, iki kelimenin:

Tasavvufî mânâda “ARZ”dan murat kişinin “AKLI”na işaret edilmektedir ki, eğer bu mânâda yukarıdaki iki âyet incelenirse, o zaman mânâ; “ALLÂH, aklı sizin için bir döşek” yani geniş bir saha olarak vermiştir ki, onun geniş yollarında çeşitli kullanış şekillerine göre ortaya çıkan düşünce yollarında gezip dolaşasınız diye açıklanır...

Yani insana, çeşitli düşünsel yollar üzerinde dolaşabilecek bir özellik, buna karşılık da, ALLÂH’ın yürünmesini istediği yolu yani “sırat-ı müstakim”i gösteren Kurân’ı vermiştir...

Bilmem bir parça olsun açıklayabildik mi, Cinlere tâbi olarak reenkarnasyonu güya dinî yoldan ispatlayabileceklerini sananların ne kadar çürük temellere fikirlerini inşa ettiklerini...

Evet din hakkında, özellikle günümüz dini olan İslâmiyet ve mukaddes kitabı Kur’ân hakkında bilgi sahibi olmayan bu kişilerin, yetersizliklerini bir hayli ortaya koymuş olduğumuzu zannediyorum...

Ve düşünün ki, bu boş temellere kurdukları binaları takdim ederken bir de iddia ediyorlar...

“Kurân’da reenkarnasyonu reddeden, böyle bir şey olamayacağını gösteren hiçbir âyet mevcut değildir”!!!

Onların bu iddialarını da sadece bir tek âyet meâli vererek çürüteceğiz; daha bu konuda birkaç âyet olmasına rağmen...

İşte Kur’ân-ı Kerîm’in reenkarnasyon veya diğer bir deyişle tenasüh görüşünü reddeden birçok âyetinden birisinin meâli:

“VE DE Kİ: ‘RABBİM ŞEYTANLARIN (burada şeytanlardan kasıt Cinlerdir ki, ileride açıklayacağız) VESVESELERİNDEN SANA SIĞINIRIM... VE SANA SIĞINIRIM RABBİM ÇEVREMDE BULUNMALARINDAN.’

NİHAYET ONLARDAN BİRİNE ÖLÜM GELDİĞİNDE DEDİ Kİ: ‘RABBİM BENİ (dünya yaşamına) GERİ DÖNDÜR. TÂ Kİ (önemsemeyip) UYGULAMADIĞIM ŞEYLERDE (iman üzere yaşamda, kuvveden fiile çıkarmadıklarımda) SONSUZ GELECEĞİME YARARLI ÇALIŞMALAR YAPAYIM!’... HAYIR (geri dönüş asla mümkün değil)! ÖYLE BİR ŞEY SÖYLER Kİ GEÇERLİLİĞİ YOKTUR (sistemde yeri yoktur)! ARKALARINDA YENİDEN BÂ’S OLUNACAKLARI SÜRECE KADAR, BİR BERZAH (boyutsal farklılık) VARDIR” (23.Mu’minûn: 97-100)

Evet şimdi de yukarıda naklettiğimiz dört âyet meâlini inceleyelim:

ALLÂH, müslümanlara, şeytanî vasıflı Cinlerden, ne şekilde sığınılacağını öğretmek için gösteriyor ve de ki, diyor:

RABBİM, ŞEYTANLARIN yani şeytanî yapıya ve fikriyata sahip olan Cinlerin vereceği, insanı iman ve itikat sapmalarına sürükleyecek zanlardan, saptırıcı fikirlerden, VESVESELERİNDEN SANA SIĞINIRIM...

SANA SIĞINIRIM RABBİM ONLARIN ÇEVREMDE yanihuzurumda, benimle iletişimde BULUNMALARINDAN...

Çünkü, onlar bana öyle yanlış fikirler telkin ederler ki, ben farkında olmadan tekrar Dünya’ya geleceğimi sanırım...

Ve bu inançla da ölür de, sonra RABBİM BENİ DÜNYAYA GERİ GÖNDER!!! TÂ Kİ YİTİRDİĞİM ÖMRÜM KARŞILIĞINDA İYİ ÇALIŞMALARDA BULUNUP;hakikati bilen bir insan olarak öleyim...

FAKAT HAYIR, ÖYLE BİR ŞEY SÖYLER Kİ yani reenkarnasyona inananların söylediğinin GEÇERLİLİĞİ YOKTUR, boş laftır, sistemde yeri yoktur...

ARKALARINDA YENİDEN BÂ’S OLUNACAKLARI SÜRECE KADAR yani bütün insanların yeni bir yapıyla yaşamlarına devam edeceği sürece kadar BİR BERZAH VARDIR, yani maddi olan bedenleriyle ilişkileri kesilmiş ve dolayısıyla Dünya ile irtibatları kopmuş ve başka bir boyuta geçilmiştir... Ki buna İslâm camiasında “Kabir âlemi” de denmektedir...

 

Reenkarnasyonun olmayacağını gösteren âyetlerden birinin meâli de işte böyle...

Şimdi de gelelim reenkarnasyonu ispat için başvurdukları diğer yollara...

Ancak tekrar belirtelim ki, bugüne kadar bu konuların açıklanamamasının tek sebebi, insanların, etrafın kendileri ile alay edeceği korkusuyla Cinleri ortaya koymaktan kaçınmalarıdır...

Oysa şimdi onların delillerini çürütürken de göreceğiniz gibi Cinlerin varlığı, açıklandıktan ve kabul edildikten sonra bütün bu anlaşılmaz gibi görünen olayların içyüzü, en açık ve kesin bir şekilde ortaya çıkmaktadır...

Bundan sonra bir insanın, hâlâ bu iddialarında ısrarı, onun sadece ağzından çıkanı geri yutmamak istemesinden dolayıdır, işin gerçeği çok açık olarak görülecektir...

Dinî yollar dışında reenkarnasyona inananların ileri sürdükleri diğer ispat yolları şu dört noktada belirlenmektedir:

a. Rüyalar...

b. Déjà vu...

c. Ekminezi (Ecminesis)...

d. Doğrudan eski hayatlarını hatırlamalar...

Şimdi bunların sırasıyla reenkarnasyonu ispat edemeyeceğini gösterelim...

43 / 69

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!