Oysa gerek kelime-i şehâdet’te gerekse Kur’ân-ı Kerîm’de birçok âyette hep “Rasûle iman”dan söz edilmektedir.

Bunun iki cevabı var...

Birinci cevap şu... Risâlet kemâlâtı varlığın hakikatinden haber verir... Bu da ilk sorunun cevabıyla alâkalıdır.

İkinci cevap ise... İçinde bulunulan şartlarda kişiye yarar sağlayacak şartlar nübüvvet kemâlâtından gelen bilgileri değerlendirmiş olup olmadığıdır.

Mesela, ibadet adıyla işaret edilmiş çalışmalar hep nübüvvet kemâlâtıyla tespit edilmiş, insanın ölüm ötesi boyuttaki ihtiyaçlarına yönelik gerekli çalışmalardır.

Kişi bu ibadetleri yerine getirerek, belirli enerjiler, kuvveler kazanır ve bu kuvveler ile, içinde bulunduğu ortamın kendisine azap veya sıkıntı verecek olan şartlarına karşı koyar.

Eğer nübüvvet kemâlâtından gelen bu bilgileri değerlendirmemişse, bu yolda yapılması zorunlu ibadet ve çalışmalar yapılmamışsa, bu defa o çalışmaların getirisi olan nûrdan, enerjiden, kuvvelerden mahrum kalacağı için kabir azabı çekmeye düçar olur!..

Kabir azabı, kişide geçtiği boyuta dünya yaşamında hazırlanmaması, edinmesi gereken kuvveleri edinmemesi, ruh bedenini yeterli ölçüde kuvvetlendirmemesi dolayısıyladır fark edileceği üzere.

 

12 Aralık 2002
Raleigh – NC, USA

7 / 88

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!