- 
Bilebildiğimiz evrende yeri olmayan insanın, kendini tanrılaştırması, benlik edinmesi ne acayip iştir!
 - 
Her an her şeyin birbirini görünür görünmez şekilde etkiliyerek yeni bir oluşum geliştirdiği paternde insanın bağımsız bireyselliği ne kadar?
 - 
Aldığın miligram düzeyinde bir madde tüm bilincini etkileyip farklılaştırırken, aldığın frekans dünyanı değiştirirken ne kadar bağımsızsın?
 - 
Ezelden ebede akan sonsuzlukta, okyanus dalgalarındaki bir dal parçası misali sürüklenirken, ne kadar özgür irade avuntusuyla yanacaksın!
 - 
İnsanın tüm yanışları, kendisinin özgür ve dilediğince yaşadığını sanmasından kaynaklanır. Senden açığa çıkanı kendinden bilmen ateştir!
 - 
Her şeyin algılanamaz veya algılanır şekilde birbirini tetiklediği bir evrende bağımsızlıktan söz etmek ya bilgisizliktendir ya da körlükten!
 - 
Yazdıklarımızın net fark edilmesi için beynin çalışma sisteminin iyi anlaşılması gerekir. Input-process-output sistemi, konu anahtarıdır.
 - 
Tanrılar öldü bugün; HAYY ALLÂH!
 - 
Dinin ruhunu öldürdüler ve siyasetin içinde boğdular! İşi gökteki tanrıya havale edip, ALLÂH ismiyle anlatılanı anlamaktan yüzçevirdiler.
 - 
Dinin ruhunu öldürdüler, Sünnetullâh nedir düşünüp sorgulamadan her duyduklarını DİN sandılar.
 - 
Hayatın satranç gibidir, sürekli hamle yaparsın karşındakinin oyununa da karışamazsın. Doğru sandığın hamlenin yanlışını, taşın yenince anlarsın.
 - 
Hiç kimse için, onu tanıdım, tanırım deme! Tanıdığın ancak, hayalinde oluşturduğun odur! Sevdiğin dahi, tümüyle o değil, sadece algıladığın kadarıyladır.
 - 
İnsan bedeniyle frekans paketi; şuuru/ruhu itibarıyla bilgi/wave/dalga paketidir. Tüm yaşadıklarıysa ruh/beynin hakikatindeki bilgi çözümüdür.
 - 
Dörtbin-yedibin angstörm görme kapasiteli gözbebeğimize sahip olmayan görünmez türler veya uzaylılar bizi nasıl görürler acaba?
 - 
Senin dünyan ve evrenin, beynindeki bilgi girdilerin kadarsa; bu girdiler gerçeğinin yanında ne kadardır? Ne kadar gerçekleri görüyorsun?
 - 
Gözbebeği, kulak sınırlamasının kalktığı, beyin/ruh algısının başladığı anda (ölümle) neler algılayacak, nasıl bir ortama geçeceksiniz?
 - 
Algıladığın HER ŞEY Allâh esmâsının açığa çıkışı olduğuna göre; onlara bakış ve değerlendirmenle, GERÇEKTE ne kadar GÖRENsin?
 - 
Ateş elini yakar, anlarsın, elini sürmezsin! Bir de seni yakan şeylerin, kendi davranış ve kabullerin yüzünden olduğunu fark edebilsen!
 - 
“Âmâ (kör) ile basîr (gören) bir olmaz.” (35. Fâtır:19) Bedene ait gözbebeği körlüğünden mi bahsediliyor burada, yoksa İNSAN basîretinden mi?
 - 
Anlattıklarınız karşınızdakinin kapasitesini aştığı andan sonra size vereceği tanım “sapık” olacaktır. Etiketlediği kavram, kapasitesidir.
 - 
Sonsuza dek Allâh’ın görülebilirliği ancak ve sadece açığa çıkan Esmâ bileşimleri itibarıyladır. Bakan, mertebesi neyse ordan görür.
 - 
Tüm varlık, Esmâ mertebesinin açılımları olarak vardır ve seyir de bu mertebeden devam eder. Sıfatlarıyla tanınabilen Zât, esmâsıyla seyredilir.
 - 
Beyninize yapacağınız en büyük iyilik, yorulduğunuzu hissettiğiniz anda bir süre uyumaktır. Beyin için uykudan iyi ilaç yoktur.
 - 
Benlik ve gurur duvarları arasında yaşayanın özgürlüğünden asla söz edilemez. Çünkü bunlarla tüm hareket alanı sınırlanmıştır! Kötürümdür!
 - 
Uzun yıllar içinde edinilen kabuller ve yaşam/davranış biçimleri haftalar içinde değiştirilemez. Bundan dolayı tasavvuf çalışmaları, yıllar alır!