Nitekim, yaklaşık 900 sene önce yaşamış olan en büyük İslâm âlim ve mutasavvıflarından İmam Gazâli, ruhların bedenlerden önce yaratılmış olduğu yolundaki safsatayı red için “Ravzatüt Talibin” isimli kitabında şöyle der:

Allâh Teâlâ’nın fiillerini ve melâike vasıtasıyla yıldızları semâvatı hareket ettirerek, yeryüzündeki canlıları ve bitkileri nasıl vücuda getirdiğini bilen kimse; hem Âdem’in kendi âlemindeki tasarrufunun, Hâlık Teâlâ’nın büyük âlemdeki tasarrufuna benzediğini ve hem de Rasûlullâh’ın;

‘Allâh, Âdem’i kendi sûretinde yarattı’ açıklamasının mânâsını anlar...

Denilirse ki, ruhlar bedenlerle yaratıldığı hâlde, Rasûlullâh’ın;

‘Ben yaradılışça Nebilerin ilkiyim. Nebilikçe de sonuncusuyum... Ben Nebiyken, Âdem su ile çamur arasında bulunmaktaydı!’ sözünün mânâsı nedir?..

Hakikat şu ki:

Bunların hiçbirisinde, ruhun kadim olduğuna dair bir delil yoktur!

Fakat, ‘yaradılışça Nebilerin ilkiyim...’ sözünün zâhirî mânâsına göre, O’nun varlığının cesedinden önce yaratıldığına delalet ihtimali mevcuttur...

Zâhirî olmayan mânâsı ise bellidir... Tevili, açıklaması da mümkündür... Fakat kati delil, zâhire meyletmez... Bilakis zâhirin teviline hükmetmede kullanılır...

Nitekim Allâh Teâlâ hakkındaki teşbihin zâhirlerinde olduğu gibi...

‘Allâhû Teâlâ ruhları, cesedlerden iki bin yıl önce yarattı...’ sözüne gelince...

Buradaki ‘ruhlar’dan maksat, ‘melâikenin ruhları’dır!

Cesedlerden maksat da, Arş, kürsî, semâvat, yıldızlar topluluğu, hava, su, yeryüzü gibi âlemlerin cesedi, bünyesidir...

‘Ben yaratılışça Nebilerin ilkiyim’ sözüne gelince... Buradaki ‘yaradılışça’(halk) kelimesi ‘TAKDİR’ mânâsınadır... ‘İCAT’, yaratıp vücutlandırma mânâsına değildir...

Çünkü, Rasûlullâh sallâllâhu aleyhi vesellem, ANNELERİ TARAFINDAN DÜNYAYA GETİRİLMELERİNDEN ÖNCE MEVCUT VE YARATILMIŞ DEĞİLDİ! Fakat, gayeler ve kemâller, takdir hususunda önce, varlık hususunda sonradır... Zira Allâh Teâlâ ilâhî meseleleri, hadisleri, kendi ilmine uygun olarak, önce Levhi Mahfuz’da takdir eder, şekillendirir.

Buraya kadar, şayet varlığın iki şeklini de anladıysan; Rasûlullâh’ın varlığının, Âdem’in varlığından önce; yani gözle görülen varlık olarak değil de, ilk takdir edilen varlık olarak önce olduğunu da anlamış olursun...(İmam GAZÂLİ - Ravzatüt Talibin)

Evet, İmam Gazâli gibi Abdulkâdir Geylânî gibi işin hakikatine vâkıf pek çok evliya, insanların ruhlarının bedenlerinden önce yaratılmış olduğunu reddetmekte ve her insanın ruhunun bedeniyle birlikte ve bu beden tarafından üretilerek meydana geldiğini söylemektedirler...[1]

Burada çok özetle belirtelim ki... “RUH” adıyla bilinen yapı, kişinin ana karnında 120. günde üretilmeye başlanan holografik esaslı mikrodalga bedenidir; ki esas itibarıyla beyin mahsulüdür. Her beyin, dünyada kendi mikrodalga bedenini yani ruhunu üretir ve beynin durmasından sonra da bu mikrodalga beden bir daha dünyaya geri gelmek söz konusu olmaksızın ileriye doğru yaşamına devam eder...

Ölümü tadıp biyolojik bedenle ilişkisi kesilen kişinin bir daha dünyaya geri gelmeyeceğini vurgulayan KURÂN’daki şu âyeti iyi anlamak gerekir:

“Nihayet onlardan birine ölüm geldiğinde dedi ki: ‘Rabbim beni (dünya yaşamına) geri döndür. Tâ ki (önemsemeyip) uygulamadığım şeylerde (iman üzere yaşamda, kuvveden fiile çıkarmadıklarımda) sonsuz geleceğime yararlı çalışmalar yapayım!’... Hayır (geri dönüş asla mümkün değil)! Öyle bir şey söyler ki geçerliliği yoktur (sistemde yeri yoktur)! Arkalarında yeniden bâ’s olunacakları sürece kadar, bir berzah (boyutsal farklılık) vardır (geri dönemezler; reenkarnasyon da {ikinci defa dünya yaşamı} mümkün değildir)!” (23.Mu’minûn: 99-100)

 

[1] Bu konudaki çok geniş bilgi RUH İNSAN CİN” isimli kitabımızda mevcuttur.

32 / 56

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!