Allâh’ın yaratmış olduğu sistem ve düzen”, “İslâm Diniadı altında Rasûl tarafından insanlara tebliğ edilmiştir!

“İslâm Dini”, Hz. Muhammed ile gelmiş yeni bir din değildir!

Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelen bütün Rasûller, Allâh’ın yaratış sistem ve düzenini insanlara bildirmişlerdir. Yani, İslâm Dini’ni tebliğ etmişlerdir!

“İslâm Dini” böyle... Sistem böyle... İnsan da eğer bu sistemi değerlendirirse, neticede hayatı cennete döner. Değerlendirmezse neticede cehennemi yaşar!

Biz “Allâh, Allâh” deyip duruyoruz. Sanki biri somut objeden veya yarı somut bir objeden bahseder gibi...

Az ya da çok kafamızda şekillendirdiğimiz, belli özelliklerle bezediğimiz bir objeye takıyoruz bu adı... Acaba öyle mi gerçekte?

“Allâh İsmi İle İşaret Edilen” varlık nedir?

Biz bunu “Hz. Muhammed’in Açıkladığı ALLÂH” kitabında yazdık! “İSLÂM” kitabında buna değindik... Ayrıca “Hz. Muhammed Neyi OKUdu?” kitabındaki bazı bölümler dolayısıyla konuya daha açıklama getiren, bir sayfalık ilave bölüm yazdım... Arzu ederseniz size onu okuyayım...

“İsim” isimleneni ne kadar anlatır? Burada çok çok önemli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.

“İsim”, dikkati - düşünceyi bir varlığa yönlendiren kelimedir.

Biz, “isim”i konuşmak ya da herhangi bir şekilde düşünmek istediğimiz varlık için kullanırız.

“Allâh” kelimesi, bilindiği üzere bir isimdir ve dahi herhangi bir dile tercümesi genel dil kurallarına göre mümkün olmayan bir özel isimdir!

“Hulûsi” kelimesi, nasıl bu fakîre işaret eder, tanımayan biri için de bu işaretin ötesinde hiçbir şey açıklamayan bir kelime ise; “ALLÂH” ismi de, yalnızca bir özel isimdir ki, işaret ettiği varlık hakkında hiçbir açıklama getirmez. İlk defa bu kelimeyi duyan kişi, sadece, bu isimle anılan bir varlık olduğunu anlar...

Peki... Bu ismin işaret ettiği varlık, nasıl bir varlıktır? Bir tanrı mıdır ya da başka bir şey midir?

İşte burası, konunun en önemli tarafıdır.

Bize “Allâh” ismiyle, “O”, “HÛ” dediğimiz varlığı tanıtan Rasûlullâh Muhammed Mustafa (aleyhisselâm), o isimle işaret edilen varlığın bir tanrı, mâbud, ilâh olmadığını vurgulamaktadır!

Burada şunu iyi anlayın...

Kurân’daki, “Sizin İlâhınız Allâh’tır!” beyanıyla da; bizim, İlâh veya Tanrı diye varsandığımız şeyin, gerçekte “Allâh İsmiyle İşaret Edilen” varlık olduğu açıklığa kavuşturulmaktadır.

Yani, “Sizin ilâh sandığınız varlık gerçekte ALLÂH’tır, ki o da bir ilâh olmaktan münezzehtir!” anlamı vurgulanmaktadır.

İlâh-tanrı kavramı başkadır... Kurân’a göre, “ALLÂH” ismiyle işaret edilendeki anlam ve tarif başkadır.

Bu yüzden, eğer, ilâhın, “ALLÂH” olduğu açıklanıyorsa size; bu demektir ki, “Allâh” isminin işaret ettiği mânâ içinde, ilâh-tanrılık kavramını yeniden değerlendirmek zorundasınız! Yani, ilâh-tanrıyı, Allâh’laştırmayıp; aksine, “Allâh” ismiyle işaret edilen anlamı kavramaya çalışarak, ilâh-tanrı kavramının onun içinde yok olduğunu FARK edeceksiniz!..

Zira, idrak edilirse “Allâh” ismiyle işaret edilen anlam; görülür ki, ilâh-tanrı kavramı ortadan kalkar!

“İlâh-tanrı kavramıyla işaret edilen daima senin ötende bir varlığı simgeler...

Çok büyük önemine binâen biraz daha üstünde duralım...

“Sizin İlâhınız Allâh’tır! demek; “Allâh”ın bir tanrı olduğu yani ilâh olduğu anlamına gelmeyip; aksine, şu mânâda olarak ifade edilmiştir; “Siz ötenizde tanrı-ilâh diye bir şey kabul ediyorsunuz ya, işte öyle bir şey yoktur!”

“Tanrı, İlâh” yoktur; “Allâh” İsmiyle İşaret Edilen” bir varlık vardır. Bu isimle size anlatmaya çalıştığım varlık; varlığı ve özellikleri itibarıyla sizin varsandığınız “tanrı-ilâh” kavramından tamamıyla ayrı bir şeydir!

Öyleyse bugüne kadar düşündüğünüz ve varsandığınız tanrı-ilâh fikrini bir yana koyarak, “Allâh” İsmiyle tanımlanan varlığın ne olduğunu bir nebze de olsa fark etmeye, tanımaya çalışın!

Dünya...

Dünya adlı uydunun tâbi olduğu, kendinden 1.333.000 defa daha büyük olan Güneş...

Güneş gibi 400 milyar yıldızdan oluşan bir galaksi..

Bu galaksi gibi milyarlarla galaksiyi barındıran, varlığını algıladığımız evren...

Algılama boyutumuza hitap eden bu evren gibi, sayısız algılama boyutlarına hitap eden, evren içre nice evrenler...

Nihayet, bu sayısız boyut algılayıcılarının algıladığı sayısız evrenlerin içinde yer aldığı açının yaratıldığı TEK NOKTA, TEK AN... DEHR!..

İndînde sayısız anlar ve noktalar; ve o noktalardan meydana gelen açılar içinde sayısız evren içre evrenler yaratan varlığa işaret amacıyla kullanılan, “ALLÂH” ismi!

Evren içinde, Afrika’daki “Tanrı kulu” kabilesinin toteminin yeri ne ise; “Allâh İsmi İle İşaret Edilen”in indînde, insanların tanrı-ilâh düşüncesi de o!

İşte nerde bugünkü Dünya toplumlarının düşündüğü tanrı-ilâh fikri; nerede Muhammed Mustafa (aleyhisselâm)’ın Kur’ân-ı Kerîm ile açıkladığı “ALLÂH İSMİ İLE İŞARET EDİLEN”!

Kur’ân; “şirk” yani “tanrı-ilâh” necâsetinden tâhir olmuş, gerçeği anlamaya gayret eden, düşünen ilim sahibi insanlar için gelmiştir! “Allâh İsmi İle İşaret Edilen”i fark edip kavramaya çalışsınlar ve onun gereklerine ve gerçeklerine göre yaşasınlar diye...

Bunu kavrayacak kapasitesi olmayanlar ise, elbette güdülecekler ve diğer mahlûkat gibi yaşamaya devam edecekler!

Evet... İşte bu yazıda “Allâh” kelimesinin mânâsının bizim kafamızda öyle hayal ettiğimiz, düşündüğümüz “tanrı-ilâh” kavramından ne kadar öte, farklı bir şey olduğuna bir nebze olsun işaret etmeye çalıştık...

58 / 76

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!