Sayfayı Yazdır

79 - Nâzi'at Sûresi

"Euzü Billahi mineş şeytanir racim"

BismillahirRahmanirRahıym

  1. Şiddetli güç (kuvvesi; Mars);

  2. Yumuşakça götüren (kuvve; Güneş),

  3. (Yörüngelerinde) yüzüp yüzüp giden (kuvveler; Satürn - Jüpiter),

  4. Yarışıp öne geçen (kuvveler; Merkür - Venüs),

  5. Hükmü tedbir edenlere (açığa çıkaran kuvveler; AY), (Bu âyetlerin ‘yıldızlara işaret ettiği yorumu’ Hasan Basri ve İmam Razi’ye ait olup, paylaştığım anlayıştır. A.H.)

  6. O süreçte Racife (vefat sarsıntısı; zelzele) sarsar.

  7. Onu Radife (bâ’s; yeni ruh bedenle yaşama başlayış) izler.

  8. O süreçte (bazı) bilinçler şok olur!

  9. Onların görüşleri şaşkın, eziktir!

  10. Hâlâ diyorlar: “Gerçekten biz ilk hâlimize (toprak olduktan sonra hayata) geri döndürülür müyüz; bâ’s var mı?”

  11. “Çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuzda mı?”

  12. “İşte bu, o takdirde (yaşamın devam etmesi) hüsranlı bir geri dönüştür” dediler.

  13. Oysa o tek bir komuttur!

  14. Bir de bakarsın ki onlar geniş alandadırlar!

  15. Musa’nın olayı sana ulaştı mı?

  16. Hani Onun Rabbi Ona, (Bi-)mukaddes vadi Tuva’da hitap etti:

  17. “Git Firavun’a! Muhakkak ki o azgınlaştı!”

  18. “De ki: Arınıp saflaşmaya ne dersin?”

  19. “Seni Rabbine erdirmeme? (Azameti karşısında) haşyet duyarsın!”

  20. Derken ona büyük mucizeyi gösterdi!

  21. (Firavun) yalanladı ve isyan etti.

  22. Sonra koşarak ardına döndü.

  23. Akabinde topladı, seslendi:

  24. “Ben, sizin en âlâ Rabbinizim!” dedi. (Kadim Hakikat bilgisini elde eden Firavun, bunu şuurun sınırsız kuşatıcılığıyla tüm varlıkta müşahedesi yerine; bilincine yükleyerek bedenselliğine vermiş; bilinç varlığına tanrısallık vermiş ve bedenselliğinde dilediğini yapma noktasına yani nefs-i emmâre yaşamına düşmüştü. Bu yüzdendir ki Musa a.s. ona hakikat bilgisini aktarmak yerine, yani Allâh’a iman yerine, Rabb-ül âlemîn’e iman noktasına çekerek uyarı yapmıştı. Yani tüm varlıkta tedbir eden Esmâ mertebesine dikkatini çekerek hayalindeki vahdeti, bilinç - beden boyutunda yaşayarak birimselliğiyle sınırlamak yerine; şuur boyutunda tüm varlığa yaygın Esmâ mânâları çıkışına iman etmesini teklif etmişti. A.H.)

  25. Bunun üzerine Allâh, onu sonsuz yaşam boyutunun ve öndekinin (dünyanın) ibret verici azabı ile yakaladı.

  26. Muhakkak ki bunda haşyete ermiş kimseler için elbette bir ibret vardır!

  27. Sizin yaratılışınız mı zorlu yoksa Semâ mı? (Ki Allâh) onu bina etti!

  28. Onun sınırlarını yükseltti de onu tesviye etti (işlevini yerine getireceği özelliklere göre oluşturdu)!

  29. Onun gecesini kararttı, onun gündüzünü aydınlattı.

  30. İşte bundan sonra arzı yayıp döşedi.

  31. Ondan onun suyunu ve mer’asını çıkardı(ğı hâlde).

  32. Dağlara gelince, onları demir atmış gibi dikip sâbitledi.

  33. Sizin ve en’amınızın (hayvanlar) yararlanması için.

  34. Et Tammet’ül Kübra (karşı konulmaz olay - ölüm tadılıp yeni yaşam) başladığında.

  35. O süreçte insan çalışmalarının getirisinin ne olacağını hatırlar!

  36. Görüşü açılan (göz sınırlaması olmadan gören) için cehennem bâriz (apaçık) karşısındadır!

  37. Azıp kural tanımayana,

  38. Dünya zevkleri için yaşamayı seçene gelince;

  39. Muhakkak ki yakıcı ortam mekânı olur!

  40. Rabbinin makâmından korkan ve nefsini boş geçici sonsuzlukta hiçbir getirisi olmayan davranışlardan koruyana gelince;

  41. Muhakkak ki cennet, barınağın ta kendisidir.

  42. Sana O Saat’ten soruyorlar: Onun gelip çatması ne zaman, diye.

  43. (Oysa) onun bilgisi sende ne arar!

  44. Onun sonu rabbinedir.

  45. Sen ancak O’ndan haşyet duyan kimsenin uyarıcısısın!

  46. Onu gördükleri süreçte, sanki onlar (dünyada) hiç kalmamışlardır! Ancak bir Aşiyye (Güneş’in ufukta batma süresi) yahut onun battıktan sonraki kalan aydınlık süresi kadar dünyada yaşamış olduklarını sanırlar.

79 / 114

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Sûreyi İndirebilirsiniz!