Bunların anlamını kavrayıp yaşayan, “ben”liğinin hakikatine ererek, “ben”inin O mutlak vücutta “yok”luğunu hissedip yaşar! Salâtı (namazı), ikame edilmiş olarak, mi’râc olur!.. “Mi’râc”ı tamam olur!

Tüm bu anlattıklarımız, henüz, Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın bize açtığı muhteşem güzelliklerin kapısıdır… İçeri girenler için, hiçbir gözün görmediği, hiçbir dilin anlatmadığı nice güzellikler daha vardır!

Dünya’da basîreti kör olan, âhirette de kör olacaktır! Bu; Sistem’in, “Sünnetullâh”ın gerçeğidir!

Allâh kimin selâmetini dilemişse, o kişi bu yazdıklarımızı iyi düşünür ve yaşamına ona göre yön verir yeni baştan!

“Huzuruna çıkan” hüsrandadır!

“Huzurda olmanın sonuçlarını yaşayan” yanmaktan azât olmuştur!

Huzurdan uzaklaştırılmışlığı yaşayanın alâmeti, çeşitli indî, nefsanî, şeytanî gerekçelerle yaptığı dedikodu ve gıybetle ömür tüketmesidir!

Lütfa ermişliğin sonucu, beş duyu kayıtlarından azâde, tefekkürün kanatlarıyla Esmâ âleminin özelliklerinin açığa çıkışını seyirdir!

Gözünle, görebildiklerini seyrediyorsun…

Ya göremediğin diğer görünmezleri, mesafe kaydından beri olarak diğer sistemlerdeki yaşayanları görebilseydin, daha doğrusu algılayabilseydin de, beynin o algıladıklarını da görüntüye çevirebilseydi!..

Hele hele…

Algılama sisteminle, yalnızca yaşadığın sistemi değil, galaksi veya evreni değil; tüm semâlardakileri, yani katmanlardakileri, yani hücreler boyutundaki bilinç türlerini yaygın ve katmansal olarak, yani moleküler boyuttaki bilinç türlerini yaygın ve katmansal olarak, yani atom altı katmanların bilinç türlerini yaygın ve katmansal olarak algılasaydın aynı anda da; beynin onları da görüntüleyebilseydi!..

Fesubhanallâh!

Allâhu ekber!

Gel dostum… Ne olursan ol, gel tefekkür dünyasına, aklını değerlendirenler arasına! Bırak taklitçiliği!

Bırak “kafan karışsın”!.. Denizler durulmaz dalgalanmadan!

Elbette, şartlandırıldığın yanlışlar, eksikler, yetersizlikler, gelen doğru bilgilerle karşılaşınca karışacaktır! Kafan allak bullak olacaktır!

Katarakttan kurtulmak istiyorsan, ameliyatı kabulleneceksin!

Ameliyattan korkarsan kör kalırsın!.. Bunu anla artık! Körler baskı yaparlar sana, ameliyatı kabullenip, “gören”ler ve sonuçlarını yaşayanlar arasına katılmaman için!

Bir düşün ne olur, biraz gerçekçi ol!

İster Gavs-ı Â’zâm Abdulkâdir Geylânî, ister Şahı Nakşıbend, ister Hacı Bektaş Velî, ister bir başka değer verdiğin…

Bunlar veya bunlar gibi niceleri, “kör”ler âleminden kaçıp, öte âlemde ebedî olarak kör olmamak için Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın getirdiklerini ve o Muhteşem Bilgi Kaynağı Kurân’ı değerlendirip “mukarreb” olmuşlar.

Müslümanlık, gardırop ve kıl dini değildir! Olay, kıyafet ve yüzdeki kılların şekli olayı değildir!

“Kişi kendini benzettiği kavimdendir” uyarısını yapan RASÛLULLÂH’tır; ki Rasûlü olduğu ALLÂH, açıkladığı Bilgi Kaynağı’nda şunu vurgulamaktadır:

“Allâh sizin sûretlerinize değil ŞUURUNUZDAKİNE (kalbinizdekine) bakar”!

Yetersiz bilgisi olan güdücüler sizi bedene dönük boyutla kayıtlarken, “YAŞANILASI” nasıl bir muhteşemlikten perdelendiğinizi ne zaman fark edeceksiniz?..

Allâh, Dünya’da yaşamış en muhteşem insan, Rasûlü Muhammed Mustafa (aleyhisselâm)’ın açıkladıklarının hakikati doğrultusunda şuurumuzdakileri yenilemeyi kolaylaştırsın!

7 Nisan 2007

63 / 109

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!