Kandıramadım

Yutturamadım bilgisayarıma!

PC’de yazarken, yaptığım harf hatalarını düzeltme görevini yapan bir alt program var… Bu alt program, bir kelimeyi yanlış yazarsam, hemen ana programın devreye girip, kelimenin yanlış olduğu yolunda ikaz etmesini sağlıyor… Bende ise o alt programın çalışmasını sağlayan “mssp2_tr.lex” dosyası kayıp!.. Bu yüzden, yazarken yaptığım hataları, otomatik olarak görme imkânım yok…

Sordum bilgisayarcı arkadaşlara, onlar da bulamadı ki, bana yollasınlar!

Ben de hemen Türk zekâsını devreye sokup, olaya çözüm getirmeye çalıştım…

“mssp_tr.lex” dosyasının adını değiştirdim “rename” ile ve oraya “2”yi ilave ettim… Oldu “mssp2_tr.lex”!..

OLMADI!

PC’ye yutturamadım!.. Kandıramadım PC’yi!..

Lisanı hâl ile bana şöyle cevap verdi PC:

“Et beyinli sen de!.. Bol sıfırlı enflasyon beyinli!.. Zekân sıra beni kandırıp, çıkarına ulaşacağını sandın değil mi?..

İsim değiştirmekle, içerik değişmeyeceğini ne zaman anlayacaksın?..

İçerikte benim aradığım olmadıktan sonra, ne kadar isim değiştirirsen değiştir, arzuladığına kavuşamayacağını ne zaman anlayacaksın?..

Hiç mi aklın yok!

Ne kadar zeki olursan ol, akıllı olmadıkça hiçbir yere varamaz; sürünmekte devam edersin!

Sistemden akıllılar yarar sağlar!.. Zekiler ise nal toplar!..

İsmini “sûfi” koymakla, adamın içi, şuuru sûfi mi olur?..

İsmini “müslüman” koymakla, bilinci “İslâm’ı kabul etmiş” mi olur?..

İsmini “mütevekkil” koymakla, adam “tevekkül sahibi” midir?..

Adı “mümin” ise, “şuurunda iman mı vardır”?..

İçinden çıktığın ülkenin nüfusu, yüzde 99 Müslüman diyerek, insanlar, senin gibi beni de aldatmaya kalksa da; yüz binde kaç tane “iman ehli” ve kaç tane “İslâm Dini’ni anlayarak kabullenmiş” insan vardır?

Senin yazdıklarını “oku”duğunu sandığın insanlardan kaçı, yazdıkların istikametinde yaşamlarına yön verecek şekilde “oku”yorlar?

Sonra da, “Biz Ahmed Hulûsi’yi okuyoruz”, diyebiliyorlar?

Sen hiç, gül denmekle, devedikeninin yapı; şeker denmekle sulfatanın tad değiştirdiğini gördün mü?

Sen bu zekânla, ellerinle ürettiğin benim gibi bir PC’yi bile kandıramazken; kendini Yaratanı nasıl aldatıp; adını, “mümin”, “müslim” koymakla cennete gireceğini sanıyorsun!

Et beyinli!

Hormon yemekten, beyninin devreleri altüst olmuş!

Beyinsiz yaşam, genel yaşam tarzın olmuş!

Okuduğunu anlamadan, gereğini yaşamadan, jimnastik yapar gibi namaz kılarak, tanrını kandırmaya çalışıyorsun!

Günde 36 defa ölü kardeşinin çiğ etini yerken, oruçlu olduğunu iddia ediyorsun! Yamyamlık yaşam zevkin olmuşken, vahşileri eleştiriyor; onlara atıp-tutuyorsun!

Hayatında bir defa “Kelime-i Tevhid”i fark etmemiş; “Kelime-i şehâdet”in ülkesinden geçmemiş insanlara, “evliya”dan, mürşit, diyorsun!

Ne zaman anlayacaksın, içeriğin, kavramın önemli olup, ismin sonradan geldiğini?..

Ne zaman idrak edeceksin, isimlendirmekle, müsemmanın değişmeyeceğini?..

Ne zaman kavrayacaksın, yaşam düzeninin içeriğe göre sistemde gelişme gösterip; her birimin içeriğine göre sistemde yerini alacağını?..

Hâlâ anlamayacak mısın, “Ben şuyum” demekle “şöyle olunmayacağını”?..

Sen bu et beynini, en az benim inorganik beynim kadar bile çalıştırmadan, aklını kullanmadan, nasıl düşünebiliyorsun cennete girebileceğini?..

İşin gücün başkalarını adam(!) etmeye uğraşmak, onların kılık-kıyafetlerine şekil verip, devleti Müslüman etmeye çalışmak!!!

Be hey gâfil! “İslâm”ın bahçesinden geçmemiş, “iman”ın nelere, nasıl olması gerekliliğinin ucuna değmemiş bu içeriğinle; ismin ne olursa olsun, hiçbir yere varamayacağını ne zaman anlayacaksın?

48 / 67

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!