Yoksa, kim olursa olsun “acaba ne kaparım” umuduyla mı yaklaşıyoruz?

Hak bildiğimiz yolda, “kim ne derse desin” diyecek yürekliliğe sahip olarak mı yürüyoruz?

Yoksa, “aman etraf ne der”, diyerek ETRAF PUTUNA mı tapınmaya devam ediyoruz?

Her şeyin ötesinde inancımızla fiillerimiz ne kadar paralellik gösteriyor?

Evet, sizi fazla yormayayım...

Sorularınız var mı?..

Soru

“Kün” emri hakkında bizi aydınlatır mısınız? Teşekkürler.

− “Allâh’ın adaleti”, dilediğini yapması ise, Allâh’ın merhameti ne demektir?..

Üstad

− “Rahıym”inden dolayı varlıktakileri “yok”tan yaratması, “Merhameti”dir!..

Allâh’ın merhameti yenene midir, yiyene mi?

Soru

− “Bir tümörden alınan sinir hücrelerinin, laboratuvar ortamında kimyasal reaksiyonlarla beyin hücresine çevrildiği” haberi yer aldı bugünkü Hürriyet’te… Beden hücresi kimyasal olarak veya başka bir yolla aynen bir beyin hücresi gibi davranabilir mi?..

Üstad

− Evet çalışabilir!.. Bütün hücreler göz gibi, kulak gibi çalışabilir ehlinde!

Soru

− Üstadım, zikir çeken birisi anlamını bilsin veya bilmesin, anlasın veya anlamasın beyinde açılım oluyor; ama namaz ve diğer ibadetler adı altındaki zikirleri gerçek mânâda yapmadığınız takdirde sadece hanenize sevap olarak işlenir diye biliyoruz, bu durumda neden parelellik yok?..

Üstad

− Kelime zikrinde süreklilik var aynı kelime frekansı üzerine... Ötekisinde ise bir defalık okuma var bir sûreyi... Bu yüzden de her gün belli bir oranda yapılan Esmâ zikri kadar netice vermez.

Soru

− Müslüman cinlerin insanlarla ilişki kurması yasaklanmışken, neden kabirdekine yöneldiğini zanneden insanlara cevap verebiliyorlar?..

Üstad

− Buradaki yasaklamayı iyi anlamak gerekir. Sistemde kesin olmazlar vardır ve olabilirler vardır. Din kapsamındaki “yasak”lar olabilirlerin oldurulmamasını tekliftir! Bunu çok iyi anlamak gereklidir öncelikle..

İnsanlara ve cinlere din gereği olarak yapılmış bulunan, onların yararına olarak yapılan teklifler vardır… Ayrıca burada direkt ilişki yok... Yardımcı olmak söz konusu sadece... Bu da onlara açıktır.

Soru

− Sistemde her şey özden geldiğine göre evliyalardan gelen feyz nasıl olur?..

Üstad

− Evliyadan gelen ya da burçların hakikati olan meleklerden gelen, “ÖZ” kapsamı dışında mı?..

“ÖZ” kavramını, tanrı kavramında olduğu gibi öteye atmayın lütfen!

45 / 80

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!