-56-

Yazılanların dışında bir olay kesinlikle olmayacak!

Buna iman ediniz...

Huzurlu ve mutlu olmaya çalışınız, hâlinize şükrederek. Düşünün ki sizden çok çok daha zor durumda sıkıntıda olanlar var...

Depremin yaydığı manyetik alan sert etkiler ile birleşince insanları çok güçlü etkiledi...

Paranoya ve şizofreni yaygın bir biçimde görülür oldu...

Yakında belki de bırakın ‘‘mehdi’’liği, tanrılığını iddia edenler bile görülebilir...

Sabredin... Allâh Rasûlü’nün izinden, yolundan ayrılmayın! İbadetlerinize devam edin ve Allâh’ın yardım ve inayetini isteyin.

Âhir zamanda depremlerin artacağını bildiriyor Allâh Rasûlü... Sadece toprakta değil, beyinlerde ve toplumlarda da olacaktır bu depremler. 

 

 -57-

Karşınızdakini saygıyla dinleyin... İlminize uyanı alın; uymayanı kendisine iade edin.

Kimseyi hor hakir görmeyin; ayıplamayın ve dil uzatmayın; dedikodusunu yapmayın! Ondaki de Allâh’ın bir tecellisidir; ve hikmeti vardır! Her şey yerli yerindedir!

“Görelim mevlâ neyler; neylerse güzel eyler!”

 

-58- 

Eskiden, her mahallenin şeyhi, kendi müntesipleri tarafından zamanın “kutbu â’zâmı” kabul edilirdi...

Benim kutbum senin şeyhini döver; düzeyine kadar düşürüldü olay!!!

Âhir zaman modası ise, Benim Mehdi’m en büyük, oldu!!!

Bugüne kadar duyduğumuz “Mehdi”lerin sayısı neredeyse bini geçti!..

Kimi, “Mehdi” olduğu için, Şam’da, minareye inecek diye İsa aleyhisselâm’ı bekliyor(!)... Kimi de bulunduğu şehirde toplumunu, kendisine inananlarını aydınlatıyor!..

Mars’ın, Kova Burcunda Neptün ile kavuşuma girmek üzere olduğu şu günlerde, megalomaninin daha açık tezahürlerini görmemiz hiç yadırganmamalı...

 

 -59-

Bir mümin Allâh Rasûlü’nün yolundan yürüyerek; Kurân’ı O’nun yorumuyla değerlendirmekten uzaklaşmamalı!

Sanırım birkaç yıl içinde “tanrı” olduğunu; insanları kurtarmak üzere yeryüzüne indiğini söyleyenlere de sıkça rastlayacağız...

Allâh, Rasûlü’nün açıklamasına göre, Mekke’de bir hac döneminde açığa çıkacak ve daha sonra üzerine bir ordu gönderilecek olan zamanın müceddidinden ayrı düşürmesin bizleri... 

 

 -60-

Olayların geliş çizgisini devam ettirerek gidiş doğrultusuna bakarsak, gerek Türkiye ve gerekse Dünya’daki birçok ülke boyutlarında 2000’li yıllar zorlu günler ihtiva ediyor kanaatine varırız.

 Eğer bu kanı gerçek ise, bu zor günlere dayanabilmek için insanlara en gerekli şey, sabır, kanaat, şükür ve elindeki imkânlarını olabildiğince çevresindekilerle paylaşmak olmalıdır.

İnsan, beden adını verdiğimiz aracı geçici bir süre için Dünya ortamında kullanarak, belirli özellikler kazanmak amacıyla Dünya’da var ise...

İnsan, olayları ve gelişmeleri bu açıdan değerlendirmeli; ebedî yaşam boyutuna göre davranışlarını düzenlemeli; idrakının almadığı yerde Allâh Rasûlüne ve bildirdiklerine iman ederek, davranışlarını ona göre düzenlemelidir ki; gelecekte pişman olmasın! 

 

14 / 33

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!