İbni Abbas (r.a.)’dan:

Allâh Rasûlü (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle buyur­muştur:

Ümmetimden yetmiş bin kişi soru-sualsiz cennete girecektir. Bunlar hastalarını okutmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Allâh’a tevekkül eden kimselerdir. (Buhari, Müslim, Tırmızî)

Ömer (r.a.)’dan:

Allâh Rasûlü (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:

Eğer ALLÂH’a gerektiği gibi tevekkül etseydiniz, sabah aç olarak çıkıp, akşam tok olarak yuvasına dönen kuşlar gibi (kolaylıkla) rızkınıza kavuşurdunuz! (Tırmızî, İmam Ahmed, Hâkim)

* * *

Enes (r.a.)’dan: Adamın biri Allâh Rasûlü (sallâllâhu aleyhi vesellem)’e:

Yâ Rasûlullâh (devemi) bağlayıpta mı tevekkül edeyim, yoksa serbest bırakıpta mı tevekkül edeyim?.. dedi. Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem):

Bağla da (öyle) tevekkül et, buyurdu.(Tırmızî)

Abdullah (r.a.)’dan: Allâh Rasûlü (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:

Fakru zarurete uğrayıp da, bunu gidermek için insanla­ra müracat eden kimsenin hiçbir zamanda ihtiyacı giderilmeyecektir. Fakru zarurete uğrayıp da, Allâh’a müracat eden kimseyi ALLÂH, er veya geç, bir rızk ile ihtiyacını defeder, veya çabuk bir ölümle, bu kimseyi fakirlikten kurta­rır. (Tırmızî)

* * *

Enes (r.a.) şöyle demiştir:

Allâh Rasûlü (sallâllâhu aleyhi vesellem) zamanında iki kardeş vardı. Bunlardan biri, bir kazanç için uğraşmaz, Rasûlullâh (s.a.v.)’in meclisine devam eder, öteki ise kazançla meşgûl olurdu.

Bu ikincisi, (çalışıp kazanmıyor diye) kardeşini Rasûlullâh’a (s.a.v.) şikâyet etti. Rasûlullâh (s.a.v.):

Belki de sen, O’nun yüzü suyu hürmetine kazanıyor­sun,buyurdu.(Tırmızî)

* * *

Muaviye, Aişe (r.a.)’a yazdı:

“Bana, içinde kısaca tavsiyelerde bulunacağın bir yazı gönder!”...

Hz. Aişe de kendisine şöyle yazdı:

“Selâm sana! İmdi Rasûlullâh’ı (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle derken işittim.

Kim, insanların öfkesine rağmen, Allâh’ın rızasını ararsa (yani Allâh’ın razı olacağı tarzda iş yaparsa), Allâh onu insanların şerrinden korur.

Kim, Allâh hoşnut olmasa dahi, insanların razı olacağı işler yaparsa, Allâh onu insanlara terk ediverir (ve bu suretle, o kişi her sahada helâka uğrar).” (Tırmızî)

* * *

“Sana fayda verene haris ol (çalış), Allâh’tan yardım iste, âciz olma.

Eğer sana bir şey isâbet ederse, şöyle yapsaydım, şöyle olurdu’ deme!.. Lâkin, ‘Allâh’ın kaderidir; Allâh dilediğini yapar!’ de.” (Mecmu’atu’r-Resaili’l-Kubra)

* * *

“Hiçbir nefs yoktur ki Allâh onu cennet veya cehen­nemde yerini yazmamış olsun (şakî ve saîd olduğu) (Ravi dedi)...

Bir adam kalktı:

Yâ Rasûlullâh o hâlde yazgımıza itimat edip ameli terk etmeli miyiz?

Rasûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki:

Saadet ehlinden olan, saadet ehlinin ameline gidecek, şekavet ehlinden olan da şekavet ehlinin ameline gidecek. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbni Hanbel)

“Siz amel ediniz, herkes yaratılmış olduğu fiiller için kolaylaştırılmıştır.” (Buhari)

“SİZİ RAHİMLERDE (ana karnında - Rahıymiyetinde - varlığınızı oluşturan Esmâ mertebesinde) DİLEDİĞİ GİBİ ŞEKİLLENDİREN (oluşturan - programlayan) ‘HÛ’dur!..” (3.Âl-u İmran: 6)

* * *

“Allâh, yaratıklarını bir karanlık içinde yarattı. Ve kendi nûrundan onlara saçtı. Kime o nûrdan isâbet etti ise hidâyete erdi, kime de isâbet etmediyse o sapıttı.” (Hakaik) (Tırmızî)

“ŞÜPHESİZ Kİ ALLÂH VAADİNDEN DÖNMEZ.” (3.Âl-u İmran: 9)

* * *

“Allâh ezelî ilminde vadettiği saadet ve şekaveti, ne bir zâhidin zühtü, ne de bir fâsıkın fıskı yüzünden değiştirmez.” (Hakaik)

Yusuf:

“BUGÜN AZARLANACAK DEĞİLSİNİZ, ALLÂH SİZİ AFFEDER… O, MERHAMETLİLERİN MERHAMETLİSİDİR!” dedi. (12.Yûsuf: 92

31 / 51

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!