1. Biz, Allâh indînde bir HİÇ’iz!

  2. Nesneler sûretiyle, o birimler sûretiyle dilediğini yapmakta olanın adıdır “ALLÂH”!

  3. Sistemdeki bağlantıları kuramamamızın, kafamızda beliren soruların sebebi; hep, “ALLÂH” kavramını anlayamamamız!

  4. İlim ve hikmetin ötesine ulaşmak isteyen, hiçbir zaman eline geçenle yetinmemeli; daima ötesini “NİYE” kelimesiyle araştırmalıdır!

  5. Allâh, bir tanrı değil! Yukarından seni seyredip, seni imtihan edip, seni yargılayacak bir “hâkim tanrı” değil!

  6. “ALLÂH” kelimesini değil; “ALLÂH ADIYLA İŞARET EDİLEN” cümlesini beyninize kazıyarak düşünmeye başlayın!

  7. “Vicdan”ına hesap vermekle, “Allâh’a hesap” vermiş olacaksın!

  8. Sen, Allâh’ı bir tek Kurân’la kayıt altına alamazsın! O’nun sonsuz kelâmından bir kelâmdır, KUR’ÂN! Ve yaşadığımız âlem, O’nun sayısız-sonsuz âlemlerinden bir âlemdir!

  9. Ressam, binlerce resim yapar. Her bir resim, ressamın bir özelliğini yansıtır. Ama resim, ressam değildir!

  10. Cennete giden hiç kimsenin cennette mertebesi yükselmez!

  11. “Özgür düşünce” tabanında yetişmemiş; verileri, şartlanmalarıyla değerlendirme zorunluluğu içinde kalanlar, apaçık gerçekleri göremezler ve kavrayamazlar!

  12. Yolculuk ALLÂH’tan başlar ve ALLÂH ile ALLÂH’a olur ise, son derece kısalır!

  13. Bizim Allâh’ı bilmemiz, Allâh’ın mutlak olarak bilinmezliğini bilmemizdir. Bunu bildiğimiz zaman, işte Allâh’ı bilenlerden olmuş oluruz!

  14. Hepiniz “Kul HûvAllâhu Ahad”ı ezberlemişinizdir. Hiç içinizde “HûvAllâhu Ahad”ı söyleyen var mı?

  15. Kuru kuru besmele’yi tekrar etmek, lagara-lugara-lak-luk demekten farksızdır! Besmele’nin mânâsını düşünerek söyleyeceksin!

  16. Ne zaman ki bu bedeni yitirir, bu ruh yapı içinde yalnızca bilinç olarak varlığımızı hissederiz, o zaman neler kaybettiğimizi anlarız!

  17. Özünde olanın ne olduğunu bilmeden, onu sevmen mümkün mü?

  18. Sistem, ürettiğinin ve dağıttığının türünden alman üzerine kurulmuştur!

  19. “ALLÂH” diyoruz, sonra da tanrıyla kıyaslamaya kalkıyoruz!

  20. “Melekûtundan” gâfil olan, “Allâh” adıyla işaret edilenden haydi haydi gâfildir… Ömrü, ismi tanrı edinerek tamam olmaktadır!

  21. Tanrılar ve toplumu yönlendiren rüzgârlar, o toplumun zeki veya güçlülerinin, toplumu yeme araçlarıdır! 

  22. “Dua”dan mahrum olan, hem özündeki o kuvvetleri kullanmaktan mahrum kalır; hem de o duaların getirisinden!

  23. Dua takdirdendir... Ancak ne şekilde ve ne zaman icabet olacağı da takdir sınırlarına dâhildir!

  24. Herkes, kendi aklı-mantığı-iradesi ile kendi yolunu çizmek mecburiyetindedir, “İslâm Dini’nin Sistem ve Düzeni”ne göre!

  25. Mutlak bilinçli kulluk, ancak “FAKR” ile tamam olur!

48 / 69

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!