Kendi geleceğin için yaşamı nasıl değerlendiriyorsun?

Hepimiz yalancıyız! Hepimiz kendimizi aldatıyoruz.

Kendimizi aldatmak sureti ile kendimize verdiğimiz zararı ise, bize dışarıdan hiç kimse veremez!

Eğer, Allâh’ın sistem ve düzenini anlamışsak, hüküm şu ki:

“Herkes ancak yaptığının karşılığını alacak, yapmadığının da karşılığını almak mümkün değil!”

Dışarıdan biri de öyle bedavadan bir şey vermeyecek!

Birinizin kârı biraz düşük olduğu zaman; “eyvah, bu açığımı nasıl kapatabilirim,” diye telaşlanıyor. Birtakım sorular sorarak, kendi kendinize birtakım çareler arıyorsunuz.

En fazla ayda bir muhasebe yapıyorsunuz, “ne geldi, ne gitti, ne kadar kâr ettim, ne kadar zarar ettim, nereye ne harcadım, ne açığım var” diye...

Kendinizi hiç olmazsa kendinizi ayda bir defa muhasebeye tâbi tutuyor musunuz?

“Bu ayı nasıl geçirdim? Bu ay kaç saat yaşadım? Bunun kaç saatini ölüm ötesi yaşama dönük olarak değerlendirdim? Ne kadarını da bu Dünya’da bırakıp gideceğim ve bir daha hiç ilişkim olmayacak şeyler için harcadım?

İşte, haftada bir olan Cuma namazının, birçok özelliği yanında bir özelliği de kişinin haftalık muhasebesi için olmasıdır.

Cuma günü yatağından kalkıp sabah namazını kıldıktan sonra, namazı kıldığın yerde oturup hiç olmazsa beş dakika düşüneceksin:

“Şu geçen Cuma namazından bu Cumaya kadar, bu bir haftamı ben nasıl değerlendirdim, hangi kazançlı işleri yaptım, ne kadar zamanımı da israf ettim?.. Bu arada, ne kadar insanı da aldattım? Menfaat sağlamak için ne davranışlar yapıp, ne yalanlar söyledim? Bu arada neleri kaybettim? Dünya’da bırakıp gideceğim ve bir daha benimle hiç alâkası olmayacak şeyler için ne kadar zaman harcadım?”

Bunun bir misalini hadiste Rasûlullâh sallâllâhu aleyhi vesellem anlatır:

“Kişi mahşerde kendi Dünya yaşamını görür. O yaşamı ile hesabını vermeye başladığı zaman bir bu yana bakar; Allâh için harcadıkları yırtık elbiseler, kullanılmış giyecekler, yemek artıkları, beş-on kuruşluk sadakalar...

Sonra öbür tarafa bakar; kendisi için olan tarafta, kıymetli giysiler, lezzetli yiyecekler, kendisine ve en yakınlarına harcadıkları paralar...

Her ikisini de böylece görür. Ve o anda der ki, utancından dolayı:

− Yer yarılsa da ben şu anda toprakta yok olsam!”

İşte Cuma sohbetlerinde bunu kendi bünyemizde bir düşünelim.

“Bu bir haftalık süre içinde ne kadarlık zamanı bırakıp gideceğimiz şeyler için harcadım, ne kadarını da öbür dünyaya yönelik olarak değerlendirdim? İnsanlara bir şeyler kazandırmaya çalıştım, bildiklerimi onlarla paylaştım, onlara yardımcı oldum mu? Ne kadar da kendim, ilmimle bir şeyler yapıp, yenilikler güzellikler elde etmeye çalıştım?”

Allâh, hepinizin ilmini, irfanını artırsın. Bu ilmin de hazmını versin ve ona göre yaşamınızı değerlendirmeyi kolaylaştırsın!

Zira, bu dünyadan gittikten sonra artık yeniden bir şeyler kazanmanın imkânı yoktur.

Cumanız mübarek olsun, Allâh hepinizin muîni olsun!

 

Antalya, 25 Ekim 1996

14 / 76

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!